Kurulan suç örgütlerinin yaşaması siyasi bağlantılarına bağlıdır...
Bir suç örgütü ne kadar büyükse anlamalı ki, arkasında o derece büyük bir siyasi yapılanma vardır...

Haber Expres Gazetesi yazarlarından Tarık Menteşoğlu'nun yazılarını takip ediyorum...

Yazar, Çarşamba'da büyük suç yapılanmalarının şifrelerini veriyor...
O derece büyük suç örgütlerinin yaşamasını sürdürebilmeleri için arkalarına mutlaka siyasetçileri almaları gerekir...
Siyasetçileri arkasına alabilen suç örgütleri, bürokrasi karşısında adeta "dokunulmazlık zırhı"na bürünüyor...
Partiler aday adayları arasında aday belirlerken bu duruma dikkat etmelidir...
Yalnız iktidar partisi değil, muhalefet partilerinin arasına da suç örgütlerinin her daim sızma girişimleri olmaktadır...

Partiler adaylarını belirlerken dikkatli olmadıklarında neler mi oluyor?..
Seçilen parti mensupları arasında örneğin, Ayvacık'ta AK Partili Meclis Üyesi A.K, yüzlerce kilo esrarla yakalanıyor ve sanki AK Parti uyuşturucuya bulaşmış parti izlenimi oluşuyor...

Suç örgütü yöneticileri partilerin içerisine milletvekili yerleştirerek, onlar sayesinde istedikleri gibi hareket ederken bürokrasinin eli-kolu bağlanıyor.
Arkalarına siyasetçileri alan suç örgütlerine karşı bürokrasi hamle yapmaya kalksa, suç örgütlerinin emir eri pozisyonundaki siyasetçilerin hışmına uğrayıp, bir anda kendilerini sürgünde buluyorlar...

Bu durumda da vatandaşın devlete olan güveni zedeleniyor ve polis, asker, yargı gibi devlet kurumlarının temsilcilerinin kendilerini para veya mevki uğruna sattığı iznenimi oluşuyor...

Suç örgütlerinin yöneticileri arkalarına aldıkları siyasetçiler sayesinde, vatandaşın üzerinde "Ben güçlüyüm, bana kimse dokunamaz ve devleti bakın parmağımda oynatıyorum(!)" mesajı veriyor. Vatandaşta bürokrasinin bu yapılanma karşısında sessiz kalması ile suç örgütleri karşısında kendilerini güçsüz ve sahipsiz hissederek suç örgütlerinin güdümüne girmek zorunda kalıyor...
Yaklaşan genel seçimlerde suç örgütlerinin aşırı bir çalışma içerisinde oldukları görülüyor...

Maddi ve manevi her türlü imkanlarını seferber ederek partilerin içine adamlarını yerleştirmek için gayret ediyorlar...

Siyasi partiler adaylarını belirlerken öncelikli kriterlerinin aday adayı olan kişilerin temas halinde olduğu yapılanmaları kontrol etmeleri gerekir...

Kontrol etmediklerinde suç örgütlerinin desteklediği adaylar seçiliyor ve vatandaş üzerinde suç örgütlerinin baskı ve sindirme operasyonlarına alet oluyorlar...
Daha sonra suç örgütlerine dokunulduğunda, işin ucu partilerin mensuplarına dokunuyor ve dolayısıyla partiler yara alıyor...
Hiçbir parti, partisinin lekelenmesini istemeyeceği için o zaman da bürokrasiye baskı uyguluyor...

Yaklaşan genel seçimlerde suç örgütlerinin hangi adayları hangi partilerden milletvekili yapmaya çalıştığı biliniyor...

Eğer ki istedikleri adayları milletvekili seçtirmeleri durumunda, ne Samsun'daki uyuşturucu trafiği, ne kurulan tefecilik düzeni, ne de oynanan gayrimeşru oyunların önüne geçilebilir...
"O parti kötü, bu parti parti iyi" deme lüksümüz yok...

Çünkü, suç örgütlerinin bütün partilerin içine adam yerleştirme çabaları var...
Bu durumu daha önce çökertilmeye çalışılan suç örgütlerinin mahkemeye yansıyan iddianamelerinden takip edebiliyoruz...

Günümüzdeki konjöktür temiz toplumun, temiz siyaset ile mümkün olduğunu göstermekte...

Önümüzdeki genel seçimler, suç örgütlerinin çökertilmesi için önemli bir parkurdur, bunu kimse unutmamalı...

Bir sonraki yazımda buluşmak umuduyla...