3'nü bir yerde bulduğunuz sürece, bir başarıyı asla bulamazsınız!?
Bizim ülkemizde insanlarımız ne çekiyorsa;
Eğitimcilerden...
Din işleri sorumlularından (İmam ve Müftülerden),
Ve elbette ki Siyasetçilerinden,
Çektik, çekiyoruz ve inanın ki gelecekte de çekeceğiz. Hepsi her ne kadar değiştik, değişiyoruz, değişeceğiz dese de. O koltuklarda ne menem bir iş varsa kaba etini oraya yerleştirenin ilk işi kendi halkını, ilk önce hizmet vereceği tebasını unutmasıdır. Unutmayanı da kendine has yöntemleri ve sözleri ile idare etmeye heveslenir ve uygulamaya başlar.
Doğru olmuş, olmamış hiç önemi yok. Çünkü onlar sözüm ona: halkın oyları, Halkın güveni, siyasetin gücü ve akrabalık yoluyla gelmişlerdir oralara...
Bakın, İlk cümlemde dedim ki: EĞİTİMCİLERDEN:
Evet eğitimcilerin önce bir güzel yeniden eğitilmeleri acilen lazım. En basit göstergesi Samsun eğitimi geçmişte daha iyi düzeyde iken, yıllardır onlarca okul açılmasına, etkin şekilde internet yani teknoloji kullanılmasına rağmen yerlerde sürünüyor.
Eğitim yerlerde...
Ama maşallahı var. Eğitimi yönetenlerimiz kendi kafalarına göre yıllardır lunaparkta oyun oynayan çocuklar misali her yıl farklı farklı uygulamalarla oyunlar oynadıkça öğrencilerin eğitimi de yerlerde süründürülmeye başladı. Eğitimde SBS, SYS, TEOG muhabbetleri ile çocukların beyinlerini adeta laçka yumurta haline getiren sözüm ona Koltuk sevdalısı, kendi egolarını yerleştirmeye çalışan Eğitim Yöneticilerinin suçudur. Başka hünerleri de var onu ileriki günlerde yazacağım. Beklesinler...
***
İkinci sırada kimler vardı? DİN ADAMLARI YANİ İMAM VE MÜFTÜLER:
Müftüleri devlet atamaya başlayınca (Diyanet atıyorum dese de yemezler.) İmamlar yer kavgasından gelecek kuşaklarımız olan öğrencilere eğitimini unuttular. Hele hele İmamların bir de düğünlerde boy boy geçip gösteri yapan ünlü ses sanatçıları gibi düğün salonlarında, alanlarında sahne almalarına ne dersiniz?.
Adam görevli olduğu Camiyi bırakıp düğünlerde fink atarken cemaati ezan okuyarak sağdan soldan elemanların okuduğu ezanlarla camiye çağırıp akabinde de namaz kıldırıyorlar. Onlar nerede peki bu arada?. O Muhterem nazik muhteşem sesli İmamlar devletten maaş almıyormuş gibi İlahi grupları, bilmem ne grupları kurarak gövde gösterisi, seslerinin güzelliğini sergilemek için adeta yarışa girdiler. Cami onların ikinci meslek yeri. İnsanlara din bilgileri vermek, yol göstermek nelerine gerek ki. Düğünlerden daha iyi kazanıyorlar. Yer yer sahne alabilmek için kavga bile ediyorlar. Allah için canııııım... Sanki yılbaşında televizyonlara sahne alabilmek için hazırlanıyorlar. Camiler ne olacak yerinde duruyor nasıl olsa. Bu kadar başı boşluk neden peki? Düşündünüz mü?
Müftüler mi ne yapıyor? Müftülerin daha çok maşallahı var. Onlar geldikleri gibi gidiyorlar diyeceğim ama yoook. Belli bölgeleri asla es geçmezler. Bildiklerini okurlar ama hep Allah- Kitap- Kur'an'dan dem vururlar. Ortalarda göremezsiniz. Neden göremediğinizi ise nedeni belli canım. Allah yolunun adamları onlar. Son yıllarda adet ( haşa) moda oldu ya. Her yıl Hac'ca, Umre'ye giderler. Hac ve Umre'yi sağ olsunlar yazlık tatil beldesi yapan sanatçı ve iş adamlarına karıştılar. Onlar da Müslüman gidecekler elbette ama oralar kutsal mekanlarsa beyler o tabuyu yıkmayın yıktırmayın diyen ara ki bulasınız. Sonra onlar görev yerlerinde ara ki bulasınız. İmamların düğünde boy göstermelerinin nedeni ne sandınız. Olmadı mı gidip sağda solda adeta fetva verirler. İşleri ne ki?. Din bilgilerini televizyonlarda para ile herkes nasıl olsa bir şeyler veriyor değil mi?...
Yerseniz. Yemezseniz Allah sorar der çıkarlar. Ama halkın dini bilgisini yükseltmek daha iyi bilinçlendirmek için yırtınanını az bulursunuz. Düğünlerde, toylarda, sünnetlerde, açılışlarda gördüğünüz Müftü ve İmamlarımızı asla gerçekten Din işi olan Camilerde, Kur'an kurslarında çok sık göremezsiniz. Adamların vakitleri yok ki... Hele bir de her hafta Cuma namazları sonunda para toplanması için imza attıkları kağıtların altında ki imzaları ile mutlaka görürsünüz. Kaymakamlar da aracı olur mecburen. Millet namaza mı yoksa para vermeye mi gidiyor o da belli değil ya?.
İstedikleri olmadığı vakit hemen Allah cehenneminde yakar deyip sıyrılırlar. Ne güzel değil mi?. Millete din bilgisini her halde artık bizim son noktada ki Siyasetçiler vereceklerdir. Başka yolu kaldı mı?
***
Ve son cimle dedik ya SİYASETÇİLERİMİZ:
Onların Eğitim , Diyanetle meşguliyetleri ön panelde göremezsiniz. Ama atanacak herkesi siyasetçiler özellikle bu iki kurumda yaparlar. Atanan isimlerin işi yapabilecek kudreti, bilgisi, yöneticiliği, idareciliği var mı yok mu bakmazlar. Bana göre eğilip kalksın, her dediğimi yapsın, akraba-i taallukat veya etrafından olsun küçük ama kesin benim olsunla yaparlar işlerini...
Ve sonunda eğitimsizlikten, din bilgisinin yoksunluğundan, siyasetin her şeyi içine almasından kaynaklı olarak mecburen ortaya IŞİD gibi bilmem pkk gibi onlarca terör örgütü çıkar. Onlarda öldüren de, ölende ALLAH-U EKBER der. Bizimkiler de bön bön bakar. Allah Bir. Ölen de öldüren de Allah-u Ekber diyorsa demek ki din ve diyanette ve Eğitimle siyasetimiz de büyük sorunlar var. Neden çünkü hepsi de SİYASETTEN besleniyor.
O zaman en garantili işi, siyaseti acil değiştirmek lazım. Yoksa insanlıkla birlikte din ve Müslümanlık ölüyor farkında mısınız? Haydi beyler, eğer ki tüm bunlar umurunuzda ise uygulamalarınızı görelim. Hemen delirircesine kızıp bize dava açmak için yırtınmayı düşünmeden önce; Siz aslınıza dönün bizde sizi övelim. Siz dönmedikçe; İmamlar düğünlerde boy gösterdikçe, Öğretmen, Müdürlerin siyasetle yatıp, siyasetle kalkmadıkları günü görüp, eğitimi ayağa kaldırmadığınız sürece.
Yok olmaya hep birlikte mahkumuz biliyorsunuz değil mi? O nedenle diyorum ki; üçünü bir yerde bulduğunuz sürece bir başarıyı asla bulamazsınız, bulamayız. Yanlış mı dedim...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.