ÖNCE TÜRKİYE

               İsterseniz pergelimizin bir ucunu merkeze koyduğumuzu kabul ettiğimiz Anadolu’ya Türkiyemize bakalım. Ancak Anadolu topraklarında yaşaran bir birlik ruhu bütün yukarıda saydığımız haritayı etkisi altına alabilir. Çünkü tarih boyunca bu hep böyle olmuştur. Türk adı hiçbir zaman bir ırkın adı anlamına gelmemiştir. Türk adı emperyalizmi karşı savaşın komuta merkezidir. Büyük Birlik ancak Anadolu topraklarında ete kemiğe bürünür. Selçuklu hâkimiyeti, Osmanlı Uygarlığı Anadolu’nun bağrından çıkmamış mıdır? Avrupa işlerine, Afrika derinliklerine yukarda Rusya içlerine Çine Mançurya’ya kadar uzanan topraklarda birlik sağlanmamış mıdır? Hiç kimsenin şüphesi yoktur ki Türk adı bir ırkın adı olarak kabul edilemez. Dünya’yı hegomanyaları altına almak isteyen hâkim güçlerin karşısında mazlum milletlerin önderliğini yapan bir MARKA olarak kabul edilir. Yaptığımız tespit tarihi bir hakikattir. Gelecekte de böyle olacağı görüldüğü için bütün batıl üzerimize çullanıyor. Ateş daha harlanmadan söndürülmelidir diyorlar.

              İşte yukarıda saydığımız önemli sebeplerden dolayı PKK gibi bir maşayı üzerimize salıyorlar 30 yıldır mücadele ediyoruz. PKK nın arkasındaki Dünya güçlerine birde bizim yaptığımız hataları ekledikçe işimiz daha da zorlaşıyor. İçimiz rahat olarak bir türlü kafamızı kaldırıp dünya’ya bakamıyoruz. Kalleş PKK Kahpesi yüzünden mübarek topraklarımız kan deryası haline geldi. Mezarlıklarımız şehitlerle doldu. Ne güzel günlerimize gülebiliyoruz, ne de başka acılarımıza ağlayabiliyoruz.

Deprem dolayısıyla perişan olan Vanlı kardeşlerimizin yaralarını sarmaya uğraşırken kalleş PKK kardeşlik ruhu tekrar güçlenir diye korkuyor ve yine kan döküyor. Deprem felaketine uğramış kardeşlerimizin ve bizim acılarımızı daha da artırıyor. Bu düşmanlığı ancak Kürde de, Türk’e de birlikte düşman olanlar yapabilir.

Ben bir vatansever olarak hiç umutsuzluğa düşmedim. Bu günler de gelir geçer.Biz tarih boyunca çok badireler atlattık.Eninde sonunda zafer davasına inananların olacaktır.Türkler ve Kürtler öz kardeştirler.İnsan kardeşine silah sıkar mı?

 Bediüz zaman  dediği gibi;İslam için oluk oluk kanını akıtmış bir millete silah çekilir mi?,Kürtler ve Türkler hiçbir zaman karşı karşıya gelmeyecektir.Biz bu PKK kalleşliğinin üstesinden geleceğiz.Hiç kimsenin şüphesi olmasın.

ÇEÇENİSTAN-KAFKASYA-KIBRIS

Geçenler de bir haber okudum. İstanbul’da dört tane Çeçen direnişçi komutan Rus ajanları tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü diyordu. Haberi okuduktan sonra kolum kanadım düştü. İçimi bir hüzün sardı. Kimsesizliğin, çaresizliğin sonu işte böyle oluyor dedim. Bir anda gözümün önüne Şeyh Şamil Cehar DUDAYEV gibi kahramanlar geldi. Yüzyıllardır süren özgürlük mücadelesini sonu böyle mi olmalıydı. Çeçenistan savaşını son durumunu araştırdım. Üzüntü daha da attı…

Çeçenistan’da bir milyon Çeçen ancak kalmış gerisi hicret etmiş başka ülkelere kaçmak zorunda kalmış. Çünkü Çeçenistan’da Kadir ov adında zalim ve psikopat bir diktatör vardır. Rejimi beğenmeyen genç Çeçenlere yapmadık işkence bırakmıyor. Baskıdan zulümden dağa çıkan gençlerin ailelerine yapmadığı eziyet yok. Evlerini yakıyor, anne ve babalarına işkence yaptırıyor. Direnişçilerin bağlarını, evlerini, bahçelerini yaktırıyor. Küçücük Çeçenistan’ın sınırlarının dışında tam dört yüz bin Rus askeri nöbet bekliyor. Başını kaldıran kim varsa Rus tankları ezip geçiyor.

Bütün Kafkasya Ruslar tarafından çembere alınmış. Dağıstan barut fıçısı gibi Dağlık Karabağ Ermeni işgali altında inim inim inliyor. Çerkezler başlarını kaldırıp çevreye bakamıyorlar. Azerbaycan’da iktidar da bulunanlar, demokratik bir seçimle gelmiyor. Velhasıl-ı Kelam Kafkasya esaret zincirleri altında inim inim inliyor.

Çeçenistan Dağıstan ve bütün Kafkasya’nın özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşması için tek yok TÜRKİYE’NİN büyük devlet olmasıdır. Büyük devlet nasıl olunur: Kısaca anlatayım tarımda sanayide en yüksek noktalara çıkmış fert başına milli gelir otuz bin dolar olmuş; milli değerlerine sarılmış, milli kültürü yüceltmiş bir TÜRKİYE büyük devlet olmuş demektir. Kafkasya’da ve tüm Osmanlı iç bölgesinde ki mazlum milletler ancak o zaman özgürlüğün ışığını görebilirler.

Türk Milleti’nin ayağa kalkmasına, Dünya o kadar ihtiyacı var ki. Gençlerimize böyle büyük hedefler göstermek eğitimimiz en büyük hedefleri arasında olmalıdır.