VURAL YEŞİLYURT

VURAL YEŞİLYURT

Tarımın Kaderi: Kriz mi, Dönüşüm mü?

Tarımın Kaderi: Kriz mi, Dönüşüm mü?

Türkiye’de tarım her yıl biraz daha fazla tartışılıyor. Eskiden yalnızca çiftçilerin dert yandığı meseleler, artık şehirdeki tüketiciyi de ilgilendiriyor. Gıda fiyatları, kuraklık, ithalat politikaları derken hepimizin sofrasına kadar uzanan bir sorunlar yumağı var. Ama asıl soru şu: Tarım bir kriz içinde mi, yoksa büyük bir dönüşümün eşiğinde mi?

Kuraklık ve Üretim Krizi

Son yıllarda iklim değişikliği tarımı derinden sarsıyor. Kuraklık ve düzensiz yağışlar, çiftçilerin geleneksel üretim yöntemlerini sorgulamasına neden oluyor. Eskiden güvenilir olan su kaynakları artık öyle değil. Özellikle Konya Ovası’nda obrukların artması, yer altı sularının hızla tükenmesi tarım için alarm veriyor. Ama bu sadece bizim sorunumuz değil; Avrupa’dan Amerika’ya kadar birçok ülke iklim değişikliğinin etkilerini hissediyor.

Peki, çözüm ne? Damla sulama, akıllı tarım uygulamaları ve kuraklığa dayanıklı tohumlar artık bir lüks değil, zorunluluk. Ancak bu teknolojilere erişim maliyetli ve küçük üreticiler için büyük bir külfet.

Üretici Kazanamıyor, Tüketici Ucuz Ürün Bekliyor

Çiftçinin en büyük şikâyeti maliyetler. Mazot, gübre ve elektrik fiyatları üreticiyi köşeye sıkıştırıyor. Tarlada kilosu 10 liraya satılan bir ürün, markette 40 liraya çıkabiliyor. Aradaki farkı kim kazanıyor? Aracılar mı, büyük şirketler mi? İşte burada, üretimden tüketime uzanan yapısal sorunları konuşmamız gerekiyor.

Aynı zamanda ithalat politikaları da çiftçinin belini büküyor. Yerli üretici, ithal edilen ucuz tarım ürünleriyle rekabet etmek zorunda kalıyor. “Daha ucuza ithal ediyorsak neden üretelim?” sorusu bile sorulmaya başlandı. Halbuki tarım, sadece fiyatlarla ölçülecek bir sektör değil; bir ülkenin bağımsızlığını doğrudan ilgilendiren bir konu.

Gençler Tarımdan Kaçıyor

Köylerde genç nüfus hızla azalıyor. Tarım artık cazip bir meslek olarak görülmüyor. Gençler, şehirde asgari ücretle çalışmayı tarlada üretim yapmaya tercih ediyor. Çünkü çiftçilik, büyük bir belirsizlik ve risk içeriyor.

Ancak dijital tarım, kooperatifleşme ve devlet teşvikleriyle bu döngü kırılabilir. Bugün Avrupa’da tarımı teknolojiyle birleştiren genç girişimciler dikkat çekiyor. Türkiye’de de bunun örnekleri artıyor ama hâlâ yeterli değil. Eğer tarım gerçekten bir dönüşüm yaşayacaksa, gençlerin bu sektöre kazandırılması şart.

Tarımın Geleceği: Kriz mi, Dönüşüm mü?

Şu anda tarım sektörü bir yol ayrımında. Eğer bugünkü sorunlara çözüm üretilmezse kriz derinleşecek. Ama doğru politikalarla ve bilinçli yatırımlarla bu süreç büyük bir dönüşüme de evrilebilir. Tarım sadece çiftçilerin değil, hepimizin meselesi. Çünkü soframıza koyduğumuz her lokmada, bu sektörün aldığı kararların izi var.

Tarımın kaderi bizim elimizde. Krizi mi büyüteceğiz, yoksa dönüşümü mü başlatacağız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
VURAL YEŞİLYURT Arşivi
SON YAZILAR