SAMSUN’dayız bu hafta ve yolumuz öyle bir şairle kesişti ki anlattıklarını okuduğunuzda yazdığı şiirlerin yaşanmışlıkların ta kendisi olduğunu derinden hissedeceksiniz. Hayatımızın bir evresinde hayat bazen kötü sürprizlerle çıkar karşımıza. Zamanla geçer gider acısı ama şairimiz Alâeddin DURSUN’un hayatla imtihanı uzun yıllardır devam ediyor. Fakat o, sabırla ve içindeki maneviyatın verdiği duygularla tutunuyor yaşama. Kolay değil tutunduğunuz tüm sevdiklerinizi birer birer yitirmek. Kolay değil onca acının arkasından dimdik ayakta kalabilmek ve her şeye rağmen hayata gülümseyerek her gün yepyeni şiirler üretebilmek. Şairimiz Alâeddin DURSUN bu haftaki röportaj konuğum.
Remzi ÖZKAN: Hocam, öncelikle hoş geldiniz röportajımıza. Hiç değişmeyen öncelikli bir sorumu size de sormak istiyorum. Alâeddin DURSUN’u kısaca tanıyabilir miyiz ?
Alâeddin DURSUN: Merhaba, hoş bulduk. 1958 yılında Samsun'un Ondokuzmayıs ilçesinin Engiz Köyü'nde doğdum. İlköğrenimimi köyümde tamamladıktan sonra 1972-1976 yılları arasında ailemle birlikte Almanya'da bulundum. 1978-1980 yıllarında Eğridir, Bolu, Ankara ve Van illerinde komando olarak vatani görevimi tamamladım. 1981 yılında evlendim ve üç engelli çocuk babasıydım. Babasıydım diyorum çünkü eşimi ve üç çocuğumu sonsuzluğa uğurladım.
Samsun'da ve birçok şehirde, şiir dinletilerine, sanat şölenlerine ve kitap fuarlarına katıldım. Katılmaya devam ediyorum.
Şiirlerim Artvin ve Samsun başta olmak üzere değişik gazete, dergi ve seçkilerde yayınlandı. Yine çok sayıda şiirim radyo ve internet ortamında seslendirildi.
Remzi ÖZKAN: Şiire ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Alâeddin DURSUN:Şiire olan ilgim askerlik yıllarında başladı. Askerde iken bir şeyler karalamaya ve yazdıklarımı zamanla daha da geliştirerek güzel eserler üretmeye başladım.
Remzi ÖZKAN: Yayımlamış olduğunuz kitaplarınız var. Bunların hepsi şiir kitapları mı?
Alâeddin DURSUN:8 şiir kitabında ve 6 antoloji de şiirlerim yayımlandı. Yayımlanmış şiir kitaplarım: Sevda Çiçeğim (2015), Gül Goncası (2016), Mehtaplı Geceler (2017), Sevgi Dolu Çocuklar (2018), Yüreğimin Sesi (2018), Loş Işıklar Altında (2020), Yanaştım Son Limana (2020), Yar Beyaz Atlı (2022)
Remzi ÖZKAN: Peki, gelecek günlerde gerçekleştirmeyi düşündüğünüz ve hazırlıklarını sürdürdüğünüz yeni projeler var mı?
Alâeddin DURSUN:Yakında 9. Şiir kitabımı çıkaracağım inşallah. Bunun yanında uzun yıllardır günlük olarak tuttuğum dört beş defter vardı elimde. Bu defterlerdeki notlarımı özet haline getirdim. Buradan hareketle kendi otobiyografimiyayınlamak istiyorum.Çocukluğum, çocuklarım,okul yıllarım,gurbet,hastahane ve halk şairliğine kadar uzanan yolda yaşanmışlıklarım olacak bu kitapta. An itibariyle “Hayatım Sınav”isimli kitap hazırlığım (otobiyografi) tamamlanmak üzere. Umudum; sürükleyici bir hayat hikâyesinin okuyucularım tarafından da okunması ve takdir görmesinden yanadır. İnşallah bunu başarmak niyetindeyim.
Remzi ÖZKAN: Sürekli gelişen aksilikler nedeniyle eğitim hayatınızı yarım bırakmak zorunda kaldınız. Mahsuru yoksa neydi bu zorluklar, diye sormak isterim.
Alâeddin DURSUN:Ben yazmayı okumayı çok seviyorum. Evimin bir köşesinde yüzlerce roman, şiir, hikâye ve dini kitaplarla süslenmiş bir nevi küçük bir kütüphanem var diyebiliriz. Burada ayrıca Cemal Safi, Yaşar Kemal,Orhan Kemal, Aziz Nesin,İclal Aydın vb. ayrıca Samsunlu yazar ve Şairlerin kitapları mevcuttur.
Ben ilköğretimden sonra yurtdışında Berlin'de kısa süre Sanat lisesinde okudum. Bazı nedenlerden dolayı okumayı hep yarıda bıraktım ama kendimi geliştirmek anlamında hiç boş durmadım. Hep okudum yazdım. Öğretmenler, Doktorlar, Milletvekilleri, Şair ve Yazar Arkadaşlarla sohbet ortamında bilgi alışverişinde bulundum. Buda bana özgüven aşıladı. Bilgi dağarcığımı imkânım olduğunca genişlettim.
Babamla Annemin küçük yaşta olduğum bir dönemde ayrılmış olması gelecek adına beni çok etkiledi. Annem dört çocuğa bakmak ve yetiştirebilmek için hiç evlenmedi. Bize hem annelik hem de babalık yaptı. Annem, uzun yıllar yurtdışında çalıştı. Dört çocuğunu da evlendirdi, hepsine birer ev aldı. Annem bugün 81 yaşında olmasına rağmen halen onun sayesinde ayakta duruyoruz. Allah anacığımı başımızdan eksik etmesin. Onun hakkı, onun üzerimizdeki emekleri asla ödenemez.
Remzi ÖZKAN: Hayat bir imtihandır ya hani. Sizin imtihanınız da çok çetin geçmiş. Aslında bu konuya girmemek için kendimi çok fazla zorladım. Fakat hayat o kadar acımasız davranmış ki size…yüreğimin her bir köşesi adeta lime lime oldu. Şu anda kelimeler boğazıma düğümleniyor. Önce çocuklarınızı kaybettiniz. Daha sonra eşinizi, babanızı! Nasıl gelişti olaylar değerli hocam, neler yaşadınız bu süreçte?
Alâeddin DURSUN:Ben 1981 yılında evlendim fakat bu evlilikten uzun yıllar çocuğumuz olmadı. 1986 yılında sezaryenle bir kız çocuğumuz dünyaya geldi ve yaklaşık bir saat sonra kayınpederin ellerinde vefat etti. 1992 yılında Cansu kızım, 1994 yılında ikiz çocuklarım dünyaya geldi, Ahmet ve Hasan. Üç çocuğum 9 yaşlarında epilepsi hastalığına yakalandı. 24 yıl hastanelerde gezdirdim.Bazen servis, bazen yoğun bakım derken hastahaneler benim ikinci adresim oldu. Sırasıyla Hasan, Ahmet 26 ve Cansu kızım 30 yaşında iken üç yıl içinde vefat ettiler.
İmtihan mı desem, kader mi bilemiyorum. İkizlerin vefatından sonra Eşim Hava üzüntüden kansere yakalandı. Dördüncü evre kanserle uzun yıllar mücadele etti ve yoğun bakımda fazla dayanamadı. 72 gün sonunda Azrail’e teslim oldu. Eşim Havva ve kızım Cansu’nun vefatlarından sonra yalnız kaldım. Uzun süre kendimi toparlayamadım. Adeta yıkıldım.
2019,2020,2021,2022 yıllarında sırasıyla ikizler, eşim ve kızımdan sonra aynı tarihlere denk gelerek her yıl bizim aileden bir kişi eksildi. Tam bitti derken stresi, psikolojik etkileri azimle ve sabırla yenmişken bu sefer 10 Kasım 2023’te sabah erken saatlerde babamın ölüm haberini de aldım. Babam Enver, aydın, ileri görüşlü dini bütün bir insandı. Atatürk'ü çok seven biriydi ve o da Atatürk'ün ölüm yıldönümünde vefat etti. Hepsinin mekânı cennet olsun.
Annem altı ay yanımda, altı ay yurt dışında diğer çocukların yanında kalıyor. Acaba, diyorum 2024’ü annemle birlikte atlatabilecekmiyiz? Ölümlü dünya… sırası gelen gidiyor. Yaşlıya gence bakmıyor. Yapacak bir şey yok. Allah herkese uzun, sağlıklı ömürler; hastalara kalıcı şifalar versin.
Remzi ÖZKAN: Allah sizlere sabırlar ihsan etsin. Vefat edenlere rahmet etsin. Onları cennetiyle sarmalasın. Yaşadıklarınız hiç kolay değil. Allah yar ve yardımcınız olsun. Peki değerli üstadım, edebiyatın dışında bugünlerde nelerle meşgul oluyorsunuz? Bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz mesela?
Alâeddin DURSUN: Allah razı olsun. Çok teşekkür ederim. Günlük hayatımı gezerek, spor yaparak renklendirmeye çalışıyorum. Yemeklerden sonra mutlaka yürürüm. Arkadaşlarla çay kahve ortamında sohbetlere katılırım. Seyahat etmeyi çok severim. Sıklıkla akraba ziyaretleri, hasta ziyaretleri gerçekleştiririm. Hasta ziyaretleri benim yaşamımda özel bir yer tutar. Çünkü bilirim ki yüzüne gülümseyen bir dostun yanı başındaki varlığı hastaya moral olur, güç verir. Yazın denizde yüzmeyi, müsait olduğumda Samsun ilçelerinin güzel tarihi yerlerini görmek hobilerim arasındadır. Malum bu sene havalar oldukça sıcak geçiyor. O sebeple sıcaklardan korunmak için vaktimin çoğunluğunu ağaçların gölgesinde oturup sohbet ederek değerlendiriyorum.
Remzi ÖZKAN: Şiire dönecek olursak, eserlerinizi gün ışığına çıkarmak için hangi kaynaklardan esinlenirsiniz?
Alâeddin DURSUN:Yazdığım şiir kitaplarının içeriklerini çoğunlukla sevda,sevgi, aşk, hastahane, yöresel atışma taşlama,resmi ve dini bayramları içeriyor. Bir kaç şiir kitabımın son kısımlarında şahıslara ithafen yazmış olduğum eserlere de yer verdim.
Remzi ÖZKAN: Bestelenen şiirleriniz olduğunu biliyorum. Bu eserleriniz kimler tarafından bestelendi? Bir de TRT’de yayınlanmış olan güzel bir şiiriniz var, bu eser hangisiydi ve hangi programda yer aldı?
Alaeddin DURSUN:Hazin hayat öyküsü TRT tarafından "Ömür Dediğin" adlı yapımla ekranlara taşındı.
Bazı şiirlerim, Hüseyin Akçam, Kemal Kosif, Ali Çakır, Mustafa Ekinci, Mustafa Alperen, Âşık Kaptani, İsa Kahraman,Prof.Dr. Murat Şenel Önaldı ve Süleyman Avcı tarafından bestelendi.
Bunların dışında 24 Kasım 2019 tarihinde katıldığım mülakat sonucunda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından
Halk Şairi olarak kayıt altına alındım.
Şiir yarışmalarında “Öğretmen” adlı şiirim 1.mansiyon, Cumhuriyet adlı şiirimle 3.mansiyon olarak dereceye girdim. Katılım ve başarılı belgelerim çok fazla sayıda. Ayrıca Babalar Günü’nde defalarca yılın en iyi babası seçildim. Bunlar mutluluk verici şeyler. Bir şairi motive eden şeyler.
Remzi ÖZKAN:Üstadım sohbet güzeldi ama geldik yolun sonuna. Sorulacak sorular elbette ki daha çok var ve eminim ki sizin de anlatacağınız pek çok konu vardır. İnşallah yine yolumuz bir şekilde kesişir ve koyu bir sohbetin tadına varırız. Katıldığınız için çok teşekkür ediyorum.
Kaynak:HABER EXPRES ( HABER MERKEZİ)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.