Bu haftaki röportajımızda İzmir’deyiz. Belki bir çoğunuz onun sesini tanıyorsunuz ve hatta belki de onun müthiş yorumları ve sesiyle şiiri sevmeye başladınız. Kendine has yorumlarıyla, onu dinlerken “işte bu” dedirten naif yürekli, bir o kadar da mütevazı, sevecen kişiliğiyle tanıdığımız Latife CE ile beraberiz bu röportajımızda.
Latife CE, yüzlerce şiirin satır aralarına sığındığı, her bir mısrayı yüreğiyle yeniden yazıp dinleyen naif bir ses. Sadece bir şiir yorumcusu değil, aynı zamanda hayatın karmaşası içinde şiire sığınan, sözcüklerin büyülü dünyasında yolculuk eden bir kadın. 33 yıllık memuriyet hayatının ardından şiirle tanışan Latife CE, bu yeni tutkusuyla dinleyicilerin kalbine dokunuyor.
Latife CE’yi özel kılan ne? Belki de samimiyeti, içtenliği ve şiirlere kattığı kişisel dokunuşları. Her bir yorumunda, şiirin ruhunu yansıtırken aynı zamanda kendi duygularını da paylaşıyor. Özellikle anne şiirlerindeki duygusallığı ve samimiyetiyle dinleyicileri derinden etkiliyor.
Eğer siz de şiirin büyülü dünyasına farklı bir pencereden bakmak istiyorsanız, Latife CE’nin hikâyesini kaçırmayın.
Remzi ÖZKAN: Latife Hanım, röportajımıza hoş geldiniz. Sorularımıza geçmeden önce kısaca kendinizi tanıtmanızı rica etsem? Latife CE’yi şiir yorumcusu olarak tanıyoruz. Peki, şiir yorumculuğunun dışındaki Latife CE kimdir?
Latife CE: Latife CE aslen Eskişehirli ama 28 yıldır İzmir’de yaşayan, öncelikle varlıklarından ve bugün gurur duyduğu kişilerden 2 delikanlının Annesidir.33 yıl bir kamu kuruluşunda sayılarla, kanunlarla uğraşıp hizmet verdikten sonra emekli oldum. Ve sonra kendimi, aldığım eğitimin ve mesleğimin tam tersi, sayıların kanunların dışında şiirlerin, sözlerin içinde buldum.
Remzi ÖZKAN: Uzun yıllar sayılar ve kurallar dünyasında çalıştıktan sonra şiir gibi duygusal bir alana yönelmeniz dikkat çekici. Bu beklenmedik yolculuk nasıl başladı, bize biraz anlatır mısınız?
Latife CE: Haklısınız iş hayatım sürecinde şiir ve yorumculuk gibi bir girişimim hiç olmadı. Aslında benim emeklilikten sonraki hayalim; roman yazmaktı ve edebiyat camiasını tanımak için girdiğim gruplarda kendimi şiirlerin içinde buldum. Önce beğendiğim şiirlerin altına yorumlar yapıyordum. Daha sonra onları Latife CE okumaya, yorumlamaya başladım.
Remzi ÖZKAN: Peki roman hayaliniz ne oldu?
Latife CE: Ah o ilk tuşa bir bassam başlayacak ama şiirler ve canlı yayınlardan fırsat olmadı bir türlü. İnşallah en kısa zamanda başlayabilirim.
Remzi ÖZKAN: Neden Latife CE? CE'nin bir anlamı var mı?
Latife CE: Evet Latife CE’nin epey eski bir hikayesi var.
Yıllar önce; daha şiir dünyası, şiir yorumculuğu yokken, Facebook özel hesabımda kendimce yazılar yazıp paylaşırdım. Bir gün bir yazıma, lise arkadaşlarımdan biri şöyle bir yorum yaptı:"Latifeciğim, çok güzel ve anlamlı bir yazı. Kim yazdıysa çok güzel yazmış." Aaa! Tabii ki ben yazdım." O günden sonra yazılarımın sonuna "Latifece” deyiverdim, Latifece içimi döktüm vs." yazmaya başladım.
Daha sonra şiir yorumculuğu başladı ve ayrı bir hesap açmaya karar verdim. İsmi ne olsun diye düşünürken, bu kez de "Eh dedim Latifece yorumluyorum işte" ve Latife CE doğdu :
Remzi ÖZKAN: Birçok şiir yorumcusu arasında öne çıkıyorsunuz. Sizi diğerlerinden farklı kılan, dinleyicileri kendine çeken farklı bir yorum tarzınız var. Bunun sırrı nedir. Dinleyicinin sizi tercih etmesini nasıl sağladınız?
Latife CE: Çok zarifsiniz, teşekkür ediyorum. Sanırım öncelikle ses tonum ve diksiyonum. Sonrasında da seçtiğim fonun şiirle bütünleşmesi. Fonun benim duygularıma hitap etmesi diyebilirim.
Remzi ÖZKAN: Neden öncelikle şiir seçimi değil de fon?
Latife CE: Çünkü radyo programlarımda anlık gönderilen şiirlere de ses oluyorum. Şiir de kendi duygularımı bulamayabiliyorum. Ama o an kullandığım fon müziği, bana yeterince duygu yükleyebiliyor.
Remzi ÖZKAN: Evet zaman zaman bazı radyo yayın kanallarında, oldukça uzun programlar yapıyorsunuz ve oldukça uzun bir dinleyici kitleniz var. Peki, radyo programcılığına başlamanız nasıl oldu?
Latife CE: Hiç sormayın. Latife CE hesabımı açtıktan kısa bir süre sonra ilk program teklifi geldi. Epey şaşırdım. Evet, hepimiz radyo dinleriz ama hiç program yapımı ve sunumu olarak dikkat ettiğim, ilgilendiğim bir konu değildi açıkçası. Bir hafta kadar onların yayınlarını dinleyip, takip ettim ve tamam bir deneyeyim dedim. Sonrasında da farklı radyolarda devam ettim.
Remzi ÖZKAN: Bu programlara devam etmeyi düşünüyor musunuz?
Latife CE: Hayır. Haziran ayında bitirdim. Zira hayat telaşlarım farklı yönlerde oldu ve eğer vize almakta sıkıntı çıkmazsa, önümüzdeki ay uzun süreli ve epey uzak bir yurtdışı programım var. Bu nedenle düzenli yayın yapma şansım yok. Biraz mola dedim.
Remzi ÖZKAN: O zaman an itibariyle takipçileriniz ve sevenleriniz sizi canlı dinleyemiyor. Peki, farklı bir platform da canlı yayınlarınız var mı?
Latife CE: Aslında düzenli yayınlar olmasa da Tiktok’ta ara ara canlı yayınlar yapıyorum. Ve sık sık da canlı yayınlara konuk olarak katılıyorum.
Daha önce Facebook, İnstagram ve Youtube’da da açtım. Ancak kullandığım fonlar ve şarkılar telife takılıyor ve yayın kapatılıyor. 2-3 tane fon ve şarkıyla yayın yapmak öncelikle beni çok sıkıyor. Zira yayın sürem en az 4-5 saat oluyor.
Tiktok’ta ise canlı yayınlarda, müzik ve fonlarda özgürsünüz. İstediğinizi çalabiliyorsunuz. Radyo tadında program yapma şansınız var.
Şimdilik böyle. Fakat zaman ne gösterir bilinmez değil mi?
Remzi ÖZKAN: Röportajımıza katıldığınız ve renk kattığınız için müteşekkirim. Son olarak şunu sormak istiyorum: Hepimizin bildiği gibi şiirler genelde ayrılık, acı, hüzün içeriyor. Ve siz her okuduğunuz şiirde o duyguları adeta yaşayıp, dinleyicilerinize de yaşatıyorsunuz.Pekelâbir şiiri yorumlarken ağladığınız, ağlayarak okuduğunuz oluyor mu hiç?
Latife CE: Ah..! Olmaz mı hiç. Elbette oluyor. Hele ki anne şiirlerinde bazen şiir bitince yayına hemen bir şarkı veriyorum. O arada elimi, yüzümü yıkayıp bir nefes alıyorum. Sonra kaldığım yerden devam ediyorum.
Kaynak:HABER EXPRES ( HABER MERKEZİ)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.