BAŞARI
Bir fındık bahçesinde iki kişi zararlı fındık dallarını kesiyormuş. Birinci adam sabahları erken kalkıyor, zararlı fındık dallarını kesmeye başlıyor, bir fındık ocağını bitirir bitirmez hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor, nede öğle yemeği için kendine gerekli vakti ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşlarından birkaç saat sonra fındık dallarını kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş.
Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar temizlediklerini saymaya başlamışlar, Sonuç: İkinci adam daha fazla fındık ocağı temizlemiş. Birinci adam öfkelenmiş: Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla zararlı fındık dalları kestin. Bu işin sırrı ne ikinci adam yüzünde tebessümle cevap vermiş: Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir dinlenip fındık bıçağımı biliyordum. Keskin bıçakla, daha az çabayla çok fındık dalı kesilir…
Eksiklerimizi fark ederek kendimizi geliştirmek, bıçağımızı bilemektir. Bilgilerimizi yenileyip, eski bilgileri sürekli tekrarlamayı bırakarak, Hazreti Yunus’un dediği gibi “Her gün yeniden doğarız bizden kim usanası” tarzından muhataplarımızı sıkmadan farklı gözükebilmek ve dağarcığımızı güncellemek bıçağımızı bilemektir.
Bıçağımızı bilemek, kendimize zaman ayırıp, hayatımızı objektif bir bakışla gözden geçirmek, zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Hep okumak, okuduklarımızı tartışmak, konferans, seminer, sempozyum gibi “bileyi taşı” toplantılarda sunulan yeni bilgileri içimizde özümlemek, sindirmek ve kendimize mal etmek bıçağımızı bilemektir. Bu zihnimizin, ruhumuzun, kişiliğimizin, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir durumdur. Bireysel ve iş hayatımızda başarılı mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, bıçağımızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız…
Gelecek sayı görüşmek üzere hoş cakalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.