Düşman
Çok değerli Haber Expres Gazetesi okuyucuları, önce düşman nedir birkaç cümleyle ondan söz edelim. Köken olarak Farsça bir kelimedir düşman. Düşman kelimesinin düşman olarak dilimize geçmiştir. Anlamı; başkasına karşı kötü niyet besleyen, kötü kalpli kimse olarak tarif edilmiştir. Bunun Arapça karşılığı, adavettir. Adavet sözlükte zulmetmek, haklılık sınırını aşmak gibi anlamalara gelir.
Düşman edinmek kolaydır ve zordur. Kolaylığı ilk adımdan kaynaklanır. Dış faktörler büyük ölçüde etkilidir. Sadece konum değiştirmek bir düşman edinmek için yeterli olacaktır. Asıl zor olan, düşman edindikten sonra düşmanla yapılacak mücadele değil kendimizle yapılacak mücadeledir. Öte yandan düşmanın bedeniyle değil zihniyle yapılacak mücadele, mücadelelerin en üstünü ve kıymetlisidir.
Hassas olan ise mücadeleyi nasıl konumlandırdığızdır. Mücadelemiz her şeyi yerle yeksan etmek mi olacak? Amacımız, düşmanımızı yere serdikten sonra üzerine çıkıp böbürlenmek mi? Bana soracak olursanız bu ve bunlara benzer fikirlerin hiçbiri. Çünkü bunların beden gücü yerinde olan her insan yapabilir. Başaramazsa bile bunun yolculuğuna çıkabilir. Savaşta bir köylü de eline silah alabilir, bir sultan da. Dışarıdan bir gözle bakıldığında sultan ile köylünün farkı nedir?
Hüner beden savaşı vermek değil. Tabi bunu demekle birlikte beden mücadelesini yabana atmıyorum. Spnuçta zihin savaşımızı başlatan beden mücadelemizin başarısı veya başarısızlığı idi.
İç ve dış düşmanlarımızla, düşmanımızın iç ve dış düşmanlarıyla savaşmaya çalışıp yendiğimizde ne olacak? Elimizde virane bir şehirden başka ne kalacak? Asıl marifet yenmek değil. Düşmanlarımızı amacımıza hizmetkar etmektir, edebilmektir. Bu ise bedenle yapılacak iş değil. Saf kalbin müttefik olduğu zihinle yapılacak bir faaliyettir. Yunus Emre’nin mısraları; ‘Beri gel barışalım yad isen bileşelim, atımız eğerlendi eştik elhamdülillah’ diye devam eder. Dostlarınızın bol olması dileğiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.