Müdür Demir'in rampası varmış öğrendik...
Dün biliyorsunuz 2013-2014 eğitim öğretim yılı ilk zili çaldı. Her ailede olduğu gibi bizlerde de heyecan farklıydı. Herkes çocuğunu alıp okuluna gitti. Biz de çocuklarımızı götürdük. Heyecan başkaydı. Ama o heyecan ÇA-BED Başkanı Kerim Deniz'in araması ile berbat oldu.
Kerim Deniz geçen yıl kızını Değirmenbaşı İmam Hatip Ortaokuluna yazdırmış ve geçici olarak diğer adı ile misafir olarak Değirmenbaşı İlkokulu binasında eğitim vermişti. Bu yıl ise Mehmet Akif Ersoy İlkokul binasına misafir edildiler. Geçen yıl Anadolu Ticaret ve Ticaret Meslek Lisesi misafirleriydi. Her neyse Kerim Deniz okula kızını götürdü ama içeri giremedi. Bir şekilde okula çocuğunu getiren velilerin ve bazen de öğrencilerin yardımı ile zar zor okula kadar girdi ama bu defa da okul içinde engelliler adına hiç bir yapı olmaması nedeni ile çıkamadı. Tam o konuyu haberleştiriyorduk ki...
Film o nokta da koptu. Okul yöneticisiyim diyen birisi geldi ve engelli Kerim Deniz'in yukarı çıkamadığını es geçerek bize rampa yaptı. Oysa biz okulda rampa yok, asansör yok diyorduk, onu haberleştiriyorduk. İşte o rampa ustası Müdür (Kendisinin daha sonra Mehmet Akif Ersoy İlkokul Müdürü İbrahim Demir olduğunu öğrendik) bir hışımla geldi ve koydu rampasını gitti. Bitti mi yoook dahası var. Biz orada kimseye ters çıkmadık ki sen ters çıkıyorsun. Biz okulda engelliler için rampa, asansör, şehir mobilyası yok dedik. Biz rampa yapmadık ama Müdür güzel rampa yaptı herkese.
Onu geçtik odasına gittik. O esnada Sevgili müdür İmam Hatip Müdürünü, okula çocuklarını getirmiş aileleri ve öğrencileri burası ilkokul müdür odası çıkın diğer odaya diyerek adeta kovmasın mı?. İşler orada zaten koptu.
Neyse konumuza dönelim: Okul binasında hiç kimse Müdüre rampa yapmadı dedik. Aksine engelli Başkan Kerim Deniz'in deyimi ile 2012 yılında yapılmış bir okulda engelliler adına hiç bir şey olmamasını konuşuyorduk. Ama Sevgili Müdür ne diyor o konuya: Bu Okulun projesini Milli Eğitim Bakanlığı hazırlayıp onaylamış yapmış bana ne gidin derdinizi oraya anlatın.
Hadi diyelim Milli Eğitim Bakanlığı devlet olarak bir hata yaptı onlar bu hatalarını düzeltirler düzeltmesine de, siz bu işi nasıl düzelteceksiniz merak ediyorum. Hiç kimse ilk günün yoğunluğuna, yorgunluğuna bağlamasın bu olayı yemezler. Bal gibi orada şow yaptınız. O şowunuz elinize yüzünüze bulaştı, kapkara kir olarak orada kaldı.
Bu noktada Üst Kurul Üyesi Başkan Ahmet Yılmaz' a iletelim. 2012 yılında yapılmış bir okulun rampası yok, asansörü yok, şehir mobilyası yok. Hani eksikleri yazın demiştiniz ya. ÇA-BED üyesi olarak buradan bildirelim. Rampa yok Başkan, asansör yok... Ceza kesecektiniz ya, uyaracaktınız ya o minvalde yazıyorum. Göreceğiz uyarılarınızı...
Ah be Müdürüm sen neden rampa yapmadın demedik ki millete rampa yaptın. Sen engelli Kerim Deniz başkana, ailelere, meslektaşına rampa yaptın. Hem de o kadar acı ki: Geleceğin nesillerini yetiştirecek, eğitime ilk adımı atacak miniklerin İlkokul Müdürü olarak bu kadar cahilce ve sorumsuzca bir davranışı sergilediniz onu da geçtik. Engelli bir babaya el uzatmak yerine görmezden geldin. İmam Hatip Lisesi Müdürünü aileler, veliler yanından kovmaktan beter ettin. Aileleri ve öğrencileri çıkarttın. Koskoca bir okulda bir oda az mı geldi. Herkes sizi orada kınadı, BİZDE KINIYORUZ.
Yazık devletin şefkatini sıcak yüzünü göstererek karşılamak varken böylesi soğuk perde ülkeleri gibi karşılamak bir eğitimci olarak size hiç yakışmadı. Bu olayla birlikte Müdür Demir'in rampası varmış öğrendik...
Oysa sizi ilk olarak bir kaç Milletvekili, Müdür ve bir siyasetçi ile ziyaretlerde tanımıştım. O gün civan delikanlı, heyecanla ve hevesle kapı önünde karşılamıştın o heyeti. Demek ki ÇA-BED Başkanı Kerim Deniz Milletvekili, Belediye Başkanı veya İlçe Başkanı olsaydı kapıda karşılayacaktın rampa yapmayacaktın öyle mi? Bu mantıkla Müdürlük yapıyorsan gelecek nesillerimizin nasıl bir nesil olacağını millet düşünsün.
Ah be Müdürüm bence siz en kısa sürede gidin önce ÇA-BED Başkanı Kerim Deniz' den, sonra İmam Hatip Ortaokulu Müdürü meslektaşınız Müdürden ve o gün orada olan ailelerden Özür dileyin. Kabul ederlerse. Biz zaten özür beklemiyoruz. Gerçi bu yazıdan sonra özür değil bize kızacak ve kin bile besleyeceksiniz biliyorum.
AMA BİZİM KAPIMIZ AÇIK VE ÇAYIMIZ DA HAZIR. HER ZAMAN BEKLERİZ...
Kırdığınız o kalpleri nasıl onarıp, o insanların kalp kapılarını yeniden açacaksınız merak ediyorum.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.