Yaz mevsiminin gelmesi ve sıcakların artması ile giysilerimizin de yükü hafiflemeye başladı tabi ki.

Ayaklarda sandaletler, şortlar, askılı bluzlar, kısa kol gömlekler, elbiseler … Yeşil, pembe, sarı, mavi rengarenk oldu baktığımız her yer.

Bu yılın modası nedir deseniz “İnsan kendine yakışanı giydiği zaman güzeldir. “ derim.

Bu fikrim hiç değişmedi değişmez. Erkekler içinde bu böyle, kadınlar için de böyle.

Ancak gel görelim ki bazı kadınlarımız kendilerine yakışanı, yakışmayanı ayırt edemezken birde giydikleri güzel kıyafetler ile güzel olacakları yerde çok küçük detayları göz ardı ederek kıyafetlerini karakterlerine yansıtarak insanları ve gözleri yanıltıyorlar!

Ne mi demek istiyorum; Her kıyafetin bir yeri zamanı vardır. Her kıyafetin bir giyim şekli vardır.

Örneğin; dekoltenin bir sınırı vardır, mininin de haddi vardır. Önemli olan sınırları aşmamaktır. Dekolte giyicem diye sergiye dönmek hiç hoş bir görüntü değil.

Toplum ahlakına da aykırı olup incecik giyinen bayanlar hiç kendini savunmaya geçmesin. Kıyafetiniz ince ise muhakkak ona göre bir astar, bir iç giyim vardır.

Şimdi bu düşünceme zıt olan bayanlara şunu sormak işterim; Erkeklerde dekolte giyinsin ister misiniz? Sizin gibi ince, şeffaf giysiler giysin hoşunuza gider mi? Hoşunuza  mı gider yoksa sapık var diye şikayet mi edersiniz?

Bu Dünya sırf Kadınların özgürlükleri üzerine kurulu değil. Eşitlik üzerine kurulu olup geçilmemesi gereken eşit sınırlarda aşılmamalı. Biraz dikkat, biraz özen ile kılık kıyafetlerine çeki düzen vermeli bazıları. Unutulmamalı iki çift minik göz her yerde sizleri izliyor. Onlar yani çocuklar ne görürse onu algılıyor ve uyguluyorlar.

Kadın olsun Erkek olsun; ev giyimi – günlük dış giyim –  özel günler, akşam veya eğlence giyimi – plaj giyimi ….bunları birbirine karıştırmamalıdırlar.

Her şeyin bir yeri ve zamanı var. Toplumu toplum yapan en küçük yapı taşı olan aileler için örnek bireyler olmalı ve örnek aileler, bireyler oluşturmalıdırlar.