Dünyanın siyasi sahnesinde zaman zaman çılgın liderler boy gösterir. Ancak böylesine pervasız, sert ve kural tanımaz bir figür son dönemlerde ABD Başkanı Donald Trump'tan başka bir isimle anılmaz hale geldi. Kendi çıkarlarını ve ülkesinin gücünü her şeyin üzerinde gören Trump, dünya liderlerine tepeden bakan tavrı, sert çıkışları ve şaşırtıcı kararlarıyla öne çıkıyor.

Trump, başkanlığı boyunca "Ben yaparım, olur" anlayışıyla hareket etti. Uluslararası dengeleri hiçe sayan tavrı, müttefiklerini bile şaşırtan kararlar alması, dünyanı bir sürekli kriz ortamına soktu. Gazze meselesindeki sert çıkışları, Filistin davasını tamamen göz ardı eden politikaları ve bölgeyi daha da karıştıran hamleleri, dünyanın çeşitli noktalarında büyük tepkilere neden oldu.

Liderlere Tepeden Bakan Tutum Trump'ın liderlere yaklaşımı da hayli çarpıcıydı. Almanya Başbakanı Merkel'den Kanada Başbakanı Trudeau'ya kadar pek çok liderle ya sosyal medya üzerinden kapışmayı ya da sert sözlerle karşılık vermeyi tercih etti. Geleneksel diplomatik yolları bir kenara bırakan Trump, "Büyük Güç ABD" sloganıyla hareket ederek, dünyaya tek bir şey söylemeye çalıştı: "Ben ne istersem yaparım, siz de buna uymak zorundasınız."

Gazze Meselesi ve Ortadoğu'ya Etkileri Trump'ın Gazze konusundaki yaklaşımı, İsrail'e kayıtsız şartsız destek sunması, bölgede barış umutlarını sarsan en önemli unsurlardan biri oldu. Kudüs'ün başkent olarak tanınması, ABD büyükelçiliğinin taşınması ve Filistinlilere karşı sert politikalara göz yumulması, bölgeyi yangın yerine çevirdi.

Trump’ın Türkiye'ye Etkileri Trump'ın ABD-Türkiye ilişkilerine yansımaları da oldukça çalkantılı oldu. Bir gün dostane mesajlar verirken, ertesi gün Twitter'dan yaptığı tehditkâr paylaşımlarla Türkiye'yi ekonomik olarak zora sokma söylemlerinde bulundu. Brunson krizi, yaptırım tehditleri, S-400 meselesi ve Suriye politikaları gibi konular, Trump döneminde Türkiye-ABD ilişkilerini dalgalandıran başlıca olaylar oldu.

Türkiye'nin başlıca stratejik hamlelerine karşı da Trump'ın inişli çıkışlı bir tutum izlediği görüldü. Bazen "Çok iyi anlaşıyoruz" dediği Ankara'ya, kimi zaman "Eğer şunu yaparsanız ekonomik olarak mahvederiz" diyecek kadar agresif bir dil kullandı. Bu durum, Türkiye'nin Trump dönemindeki ABD politikasına karşı temkinli ve çok yönlü bir strateji izlemesine neden oldu.

Sonuç Olarak Trump'ın dünyaya bıraktığı miras, uzun yıllar tartışılacak gibi görünüyor. Bir yanda "Amerika'yı yeniden büyük yapma" iddiasıyla kendi halkına cesur adımlar atan, diğer yanda ise uluslararası sistemi kaotik hale getiren bir lider olarak anılacak.

Dünya siyaseti, Trump gibi liderlerin etkisini sadece görev süresince değil, sonrasında da uzun bir süre hisseder. Ancak unutulmamalı ki, dünya sahnesi sürekli bir değişim içerisindedir ve hiçbir lider mutlak gücün sonsuza kadar sahibi değildir.