Çok farklı bakış açılarına sahip, vizyonu çok geniş ve bugün olmasa bile bir gün mutlaka dünya sinemasına artı katabileceğine inandığım bir isim ve bir kez daha ESKİŞEHİR’deyiz. Ne dersiniz kendisini yakından tanıyalım mı?
Remzi ÖZKAN: Değerli hocam öncelikle röportajımıza hoş geldiniz. Röportajlarda genellikle hiç değişmeyen ilk soru vardır ya hani… O soruyla başlayalım. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Furkan DEMİR: Merhabalar, öncelikle hoş buldum. Ben Temmuz 1997 doğumlu aslen Eskişehir’li Furkan Demir. 2017 senesinde Osmangazi Üniversitesi İslami Bilimler Fakültesi’nde Arapça dil eğitimi aldıktan sonra çocukken merak duyduğum alana yönelme kararı alarak Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon bölümüne geçiş yaptım ve mezun oldum. Şu an ise sinemanın yönetmenlik, senaristlik ve yapımcılık tarafları ile ilgilenen ve kendi film projelerini hayata geçiren birisiyim.
Remzi ÖZKAN: İslami ilimler fakültesinde okur iken bir anda kararınızı değiştirip çok farklı bir alana yöneldiniz. Sizi sinema televizyon bölümü okumaya sürükleyen sebep neydi?
Furkan DEMİR: İslami Bilimler Fakültesi’nde Arapça dil eğitimi almama yönelten sebep; ilerleyen süreçte akademisyen olabilirim düşüncemdi ve yabancı dil sınavında herkesin yapamayacağı bir dil öğrenmeliyim düşüncesi ile bu kararı aldım. Başlangıçta her şey yolundaydı zira birinci öğretim öğrencisi olarak derslerden sonra saatlerce Arapça öğrenmek adına çaba harcıyordum. Fakat bir süre sonra içinde bulunmuş olduğum ortamda siyasi polemiklerin içerisinde kalmak zorunda kaldım. Bu süreç içerisinde de değerlerim ve inanmış olduğum doğrularım ağır bastı ve taviz vermedim. Ardından ayrılma kararı alarak çocukken merak ettiğim, ilgi duyduğum, mutlu olabileceğim alana yönelerek Anadolu Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümüne geçiş yaptım diyebilirim.
Remzi ÖZKAN: Yaşınız oldukça genç ve inanıyorum ki gelecek yıllarda adınızdan söz ettirecek önemli başarılara imza atacaksınız. Peki, bu çalışmalarınızı yaparken yapımcı olarak mı, senarist olarak mı yoksa yönetmen olarak mı yola devam etmek istiyorsunuz?
Furkan DEMİR: Öncelikle teşekkür ederim. İlerleyen hayatımda yurt içi ve yurt dışı pazarına hakim bir yapım şirketi kurmak ve hayatımı, çalışmalarımı yurt dışında devam ettirmeyi istiyorum. Bir yandan da kendi film projelerimin yönetmenliğini yapmak istiyorum. Şu an için kendi projelerimin senaryolarını yazıyor, yönetmen ve yapımcılığını üstleniyorum diyebilirim.
Remzi ÖZKAN: Bugüne dek hangi projelerde yer aldınız? Kısaca bahseder misiniz?
Furkan DEMİR: Birçok kurumsal işin içerisinde yer aldım diyebilirim. Land Rover, Getir, Petrol Ofisi gibi markalarla çalışma fırsatı elde ettim. Bunlar dışında birçok kısa film, belgesel projesinin yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını üstlendim. Son olarak da ilk uzun metraj filmim olan Bir Mevhum Hikayesi ‘’Farazi’’ filminin yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını, cast directorlüğünü, location menajerliğini ve birçok pozisyonunu üstlendim.
Remzi ÖZKAN: Yakın zamanda hayata geçecek çalışmalar var mı? Bu projelerde kimlerle çalışacaksınız?
Furkan DEMİR: Şubat 2025 senesinde ikinci uzun metraj film projem Bir Münzevi Hikayesi ‘’Beyhude’’ filmini hayata geçireceğim. Ardından 7-8 bölüm olacak şekilde bir dizi çekme planım var. Tabi aralarda festivaller için kısa filmlerde çekebilirim. Ayrıca dışarıdan gelen senaryoların yönetmenliğini de yapabilirim. Filmlerimde konservatuar çıkışlı arkadaşlarım ile çalışmayı tercih ediyorum zira bana konfor alanı yaratıyor. Farazi’de Ecegül Karadeniz ve Batuhan Baysun arkadaşlarım ile çalıştım ve çok memnun kaldım. Beyhude’de ise senelerdir arkadaşım olan Nursena Dönmez ile çalışacağım. Ayrıca Beyhude’de celebrity birkaç kişi ile çalışma niyetindeyim. Yoğun ve tempolu bir süreç bekliyorum. Görüşmeler sürüyor ve süreç devam ediyor.
Remzi ÖZKAN: Her insanın kalbinde ulaşmak istediği bir yer mutlaka vardır. Sinema sektöründe sizin asıl hedefiniz nedir?
Furkan DEMİR: Daha önce bahsettiğim gibi özellikle yurt dışı pazarında olacak şekilde bir yapım şirketi kurmak istiyorum ve bunun yanında yönetmenliğe devam etmek istiyorum. Şu an için kafadan 15 senemi gözden çıkarmış durumdayım. Elimden geleni yapmaya gayret ederek, sürekli gelişerek, deneyimleyerek günün sonunda sinema sektöründe başarılı ve tanınır bir isim olma isteğim söz konusu. Aslında bir isim markası oluşturuyorum. Yaşayıp göreceğim.
Remzi ÖZKAN: Bir filmin başarıya ulaşması için yönetmen olarak nelere dikkat edersiniz? Bu konudaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Furkan DEMİR: Sinema birçok faktörün bir araya geldiği ve günün sonunda ekip olarak başarının gerçekleştiği bir alan benim gözümde. O nedenle bir yönetmen olarak oluşturmuş olduğum ekip benim için çok önem arz ediyor. Sistemli ve disiplinli davranmak ise bu sürecin en kilit noktası. Sonuç olarak uzun süren, sabır gerektiren, motivasyonun inişli, çıkışlı olduğu yorucu bir süreç. Ayrıca projeyi benimsemek ve bunu ekibinde olan insanlara aktarabilmek ve herkesin egosuna, psikolojisine, karakterine uygun şekilde hareket etmek de çok mühim meseleler.
Remzi ÖZKAN: Takipçilerimizin bilgilenmesi adına şunu sormak istiyorum. Bir film çekilmeden önce muhakkaktır ki o filmde rol alacak oyucuların seçimi hem büyük zaman alıyor hem de zor bir süreç. Projede oynayacak ve o rolü hakkıyla canlandıracak oyuncular başarıyı getirecek olan en önemli faktörlerden birisi. Peki, oyuncuyu yönetmen kendisi mi belirler yoksa yapımcının karar verdiği oyuncular mı yer alır bir filmde?
Furkan DEMİR: Bir projede kimin oynayıp oynamayacağına başta yönetmen olmak üzere işin kreatif unsurları karar verir. Yani filmlerde gördüğünüz gibi yapımcı, yönetmeni arayıp “...falancayı da şu rolde oynatalım” demez. Önerebilir ama bu oyuncu seçme (casting) sürecini temelde etkilemez. Çünkü hiçbir yapımcı işini, yanlış oyuncu seçimi ile tehlikeye atmak istemez. Yapımcı yeni yüzler arayışında olabilir fakat oyuncu seçme işi tamamen işin kendisine, senaryosuna ve yönetmenin kuracağı dünyaya endeksli bir süreçtir. Yapımcılar işin ticari kaygılarından hareketle genelde sadece başrol(ler) için yönetmenle diyalogda olurlar, onun dışındaki casting süreci yönetmenin inisiyatifindedir, öyle de olmalıdır.
Remzi ÖZKAN: En çok sinema filmi mi, dizi film mi çekmek istersiniz bir yapımcı yönetmen olarak?
Furkan DEMİR: Ben şahsen işin biraz daha film tarafındayım. Çünkü bundan daha çok haz alıyorum. Fakat ekonomik kaygıların olduğu bir dönemde hayatımı idame ettirebilmek adına dizi veyahut reklam filmi çekmeye de açığım ki şu an için deneyimlediğim ve gelişmeye açık olduğum bir sürecin içerisindeyim. Günün sonunda hangi alanda daha yetenekli olduğunu ve keyif aldığını keşfetmek çok çok önemli. Bu sayade bir kimlik oluşturuyoruz.
Remzi ÖZKAN: Konu olarak hangi tür filmleri çekmek size daha iyi hissettirir? Neden?
Furkan DEMİR: Bu konuda daha çok merak ve rahatsız etme duygusunu taşıyan, toplumsal konulara sıkça değinilen dram ve gerilim unsurunun olduğu filmler çekmeyi tercih ediyorum. Fakat burada bakış açısı çok mühim bana kalırsa. Bir konu hakkında çokça film yapılmış olabilir. Mühim olan sizin konuya daha önce yapılanlardan nasıl farklı yaklaştığınız. O nedenle toplumu, olayları, insanları sıkça gözlemler ve notlar alırım. Onun dışında korku pek bana hitap etmiyor ve yapmak istemem. Sonuç olarak dediğim gibi bir kimlik ve marka oluşturuyorum. Yetenekli ve başarılı olduğum bir alanda, türde bilinmek istemem gayet nahif bir istek. Fikrimce.
Remzi ÖZKAN: Renk kattınız değerli hocam. Haber Expres ve ekibim adına çok teşekkür ediyorum. İlerlemekte olduğunuz sanat yolunda şans her daim yanınızda olsun diliyorum. Başarıya odaklanmış bir insan ses getirecek çalışmalara mutlaka imza atar. Sizi en yüksek noktalarda görmek elbette ki benim için de bir gurur vesilesi olacaktır. Yolunuz her daim açık olsun.
Furkan DEMİR: Ben teşekkür ederim vakit ayırıp, kıymet gösterdiğiniz için. Hakkımda dilediğiniz her şeyin çok daha güzellerinin sizi bulması ve daha nice güzel başarılı günlerde bir arada olmak umuduyla. Sağ olun, var olun.
Kaynak:HABER EXPRES ( HABER MERKEZİ)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.