GÜREŞ İNSANLIK TARİHİNİN EN ESKİ SPORLARINDAN BİRİSİDİR 2
Güreşte zaman yoktur açıkta ,akşam, hava kararıncaya kadar devam eder yenişemeyen çiftler ertesi gün tekrar güreş tutarlar yağlı güreş kıspet denilen dar bir pantolon giyip vücut sulandırılmış zeytinyağı ile yağlanıp yapılır güreşçiler rakibinin her tarafından tutabilirler sırtı yere gelen ayakları yerden kesilip rakibinin kucağında 3 adım giden ,kıspeti yırtılıp vücudun alt kısmı görünen ve pesdip güreşi bırakan yenilmiş sayılır. Türkiye'de yağlı güreşlerin en meşhuru Edirne'de Sarayiçinde yapılan Kırkpınar Güreşleri ‘dir. Tarihte güreş ile ilgilenen milletler arasında en eskisi Türkler olmuştur. Bu bakımdan dünya milletlerinin dillerinde “Türk gibi kuvvetli” sözü atasözü halini almıştır. Tarihi kayıtlar güreşin Yunan ve Roma”lılardan önce Türkler tarafından yapıldığını tespit etmektedir. Türk tarihinde güreş Orta Asya'da başlamış Han, Hakan ve padişahlardan erlere ,köylerdeki çobanlara kadar sevilerek yapılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Savaşta Türk ordusunu güçlenmesi için yapılmaya başlanan güreşlere Bayram düğün ve şölenlerde de yer verilmiş zamanla töre haline gelmiştir.
Grekoromen güreş müsabakalarında çeşitli yıllarda kilolarında şampiyonluklar kazanan güreş çilerimizden bazıları şunlardır: Yaşar Yılmaz, Rıza Doğan,Kazım Ayvaz, Yaşar Doğu, Hamza Yerlikaya gibi isimlerdir.Minder güreşlerinde rakipler değişik renkte mayo ve özel güreş ayakkabıları giyerler ve suspansuvar takarlar, tırnaklarının uzun olmaması saç ve vücutlarında yağlı kısım bulunmaması şarttır. Grekoromen ve serbest güreşlerde hiçbir yardımcı alet kullanılmaz güreşlerde kavramalar yalnız belden yukarı yapılır ve bacaklarla oyun yapılmaz .Serbest stilde bacaklarla da oyun yapılır. Müsabakaların süresi büyükler, ümitler ve gençler 5 dakika ,yıldızlar ve miniklerde 4 dakikadır. Milattan önce 13 yüzyılda yaşamış Hiyung-Nu Türkleri'nin de güreş ,en yaygın mücadele sporuydu.
Sümerlerde de güreşin yaygın olduğu ve hatta yılın belli dönemlerinde güreş bayramları yapıldığı tarihi buluntular ile kanıtlanmıştır. Oğuz Türkleri'nde güreşin her türüne yer verildiği Dede Korkut destanlarından anlaşılmaktadır.Göç yolları aracılığı ile batıya yayılan güreş Türklerin Anadolu'ya göçü ile birlikte Anadolu'ya getirilmiştir. Türklerin getirdikleri güreş stilleri bu yöredeki güreş stilleri ile kaynaşmış özellikle Ege ve Trakya da yaygın olan yağlı güreş Türkler arasında da benimsenmiştir. Selçuklular ile başlayan yağlı güreş Osmanlılarda bir gelenek haline gelmiş ve günümüze kadar sürdürülmüştür
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.