İlk kazmayı vurduğumuz Kanal İstanbul, devasa bir yatırımdır. Türkiye için hayati öneme sahip bu yatırımın karşısına dikilenler ibretlik! Hani beklersiniz ki bundan rahatsız olan başka ülkeler devreye girip, karşı hamleler yapsın... Oysa Türkie'de CHP varsa onlara ne hacet. Bugün Kanal İstanbul'u engellemek için demediğini bırakmayan, hatta yatırımcılarını tehdit eden sözde modern ve çağdaş CHP'ye kalsa, Türkiye şuan üçüncü dünya ülkesiydi.

Şehit ettikleri Başbakan Adnan Menderes, sonrasında Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Turgut Özal bu ülkeye ne kazandırabildiyse hep CHP'ye rağmen yapabildi. Ne baraj istediler, ne yol, ne köprü, ne maden, ne havaalanı, ne hastane, ne de demir yolu. Ne kendileri bir şey yaptılar ne de başkasının yapmasını istediler! Ama neden? Bu sorunun cevabı gerçekten çok mühim. İşte son 19 yılda AK Parti iktidarının verdiği mücadele ortada. Şayet Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayeti olmasa, Türkiye'yi kalkındıran, modernleştiren hiçbir yatırım olmayacaktı.

Peki bunların hiçbirisi yapılmasa, Türkiye daha zengin, daha müreffeh, daha yaşanabilir bir ülke mi olacaktı? 'Parayı betona gömdüler.' safsatası ile bu yatırımları karalamalarına da asla kanmayın. Birçok şehirlerimizde art arda açılan devasa organize sanayı bölgeleri, yollar, köprüler inşa ediliyor. CHP şayet fabrika istiyor ise yerli otomobili neden diline doluyor? Yerli motor, uçak, helikopter, zırhlı araçlar, İHA ve SİHA'lar; hangi birinde CHP'nin memnun olduğunu ve önünü kesmek için karalama kampanyası yapmadığına şahit olduğunuz, hatırladığınız bir tek örnek var mı?

Kanal İstanbul'a karşı 'çevrecilik' bahanesiyle kampanya yürütenlerin iki yılda Marmara'yı ne hale getirdiği ortada. Yol kenarlarındaki dikey bahçeleri bile 'israf' diyerek yok edenlerin çevreciliği sadece ucuz kılıf uydurmadır. Diyelim ki, Avrasya'yı, Marmara'yı, Türkiye'ye yakışan modern İstanbul Havalimanı'nı, üçüncü köprü ve otoyolu nasıl önleyemediler ise Türkiye'nin yıldız projesi olacak Kanal İstanbul'u da ülkemize kazandıralım.