İnsanoğlu dünyaya geldiği ilk andan beri,
Önce kendisini,
Akabinde ise çevresini yönetmek ve Yönlendirmekle ilgili uğraş veriyor. Peki bu nasıl oluyor?
İnsanoğlu yönetimde hangi ilke ve esasları göz önüne alıyor?
Adalet, eşitlik, ahlak ilke ve esasları başında geliyor.
Bu ilke ve esaslar,
Her yönetimde karşımıza çıkıyor mu?
Yapılan iş ve eylemler yarını düşünerek mi yapılıyor,
Temel kıstas ne?
Türkiye’de kendi oluşumunu tamamlayamamış,
Bir bürokrasi anlayışı var.
Öyle ki bu kültürel bir süreç aslında. Hangi toplumda,
“Devletin malı deniz, yemeyen keriz.” “Devlete sırtını yasla, kapağı at.” Değişlerini duyabilirsiniz?
Bunu batılı dillere çevirdiğimizde, Anlamsal olarak karşılığı eksik kalır, Anlayamaz batılılar.
Hastaneye gideriz, lavaboları kullanırız.
Suyu ve elektriği hunharca harcarız. Kendi hanemizde bunu gerçekten yapar mıyız?
Sanmıyorum.
Başlığı meseleye memleket meselesi çerçevesinden bakmak olarak attım.
Memleket nedir aslında,
Kendi hanemiz, hane olmadan yaşamayız.
Bugünlerde bakıyorum ki;
Hane kavramı yok olmuş.
Biz de ecdatlarımız gibi,
Bu dünyadan göçeceğiz.
Geriye ne bırakacağız, Yaptıklarımızı.
Yaptığımız işler doğruysa iyi anılacağız,
Değilse kötü.
Hele ki ülkenin herhangi bir yerine,
Seçimle iş başa geldiysek durum daha vahim.
10 binlerden, yüz milyonlara kadar ,
Hesap verme sorumluluğumuz var. Demokrasilerde, sandık hesap verme yeridir.
31 Mart 2024 Mahalli ve İdariler Seçimlerinde,
Ülke genelinde olduğu gibi, Samsun ve Çarşamba’da da,
Halk sandıkta hesap istedi.
Kendi kendinize hiç sorguladınız mı? Nasıl seçildi Hüseyin Dündar,
Veya neden seçildi?
Meseleye memleket meselesi baktığı için mi?
Muhtemelen.
Yoksa daha 10 ay önce,
Yüzde 80’ler yakın bir oy alan,
AK Parti nasıl kaybetsin ki.
Halk oldukça bilinçli;
Reis ile partiyi ve
Partiye mensup bütün yöneticileri ayırmış.
Reis’e sonsuz güven.
Ama yöneticileri haneyi koruyamamış,
Bugüne düşünerek hareket etmiş, Har vurup harman savuşturmuşsa,
işte ona güven duymuyor.
Kısa ası
Mesele MEMLEKET MESELESİ
ANLAYANA…

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın