Kültür, Medeniyet ve İlim merkezi olarak bilinen Konya, tam 211 yıl boyunca Türklere başkentlik yapmış bir şehir.
Yerleşimin tarih öncesi dönemde başladığı Konya, tasavvufun tüm dünyada tanınmasını sağlayan Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin şehri olarak da haklı bir üne sahip…
Türkiye’nin en eski yerleşim birimlerinden biri olarak Konya, 39 bin kilometrekarelik yüzölçümü ile Türkiye’nin en geniş ili olma özelliğini taşır.
Konya’da yerleşim tarih öncesi çağdan başlayıp günümüze kadar gelmiştir. Ekonomik açıdan Türkiye’nin gelişmiş kentlerinden biri olan Konya, doğal ve tarihsel zenginlikleriyle de övünülecek bir kültür şehridir. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Bugün iki milyonu aşkın nüfusuyla ülkemizin en büyük 6. Şehri konumundadır. Şehrin en önemlisi kuşkusuz Mevlana Celaleddin-i Rumi’dir. Konya’nın dünya çapında tanınmasına vesile olan tasavvufun önemli isminin izlerini şehrin her yerinde görmek mümkün. Öyle ki, müze, külliye, cadde ve sokakların dışında marketlerden pidecilere kadar birçok tabelada Mevlana’nın adı ile karşılaşabiliyorsunuz. Hal böyle olunca Konya’ya gidildiğinde ilk ziyaret edilmesi gereken yer kuşkusuz Mevlana Müzesi…..
Eskiden Mevlana’nın dergâhı olan yapı kompleksi, “Mevlana Türbesi” olarak da anılır. Yeşil Kubbe denilen Mevlana’nın türbesi dört fil ayağı (kalın sütun) üzerine yapılmıştır. Müzeyle ilgili ilginç ayrıntılar var. Örneğin binanın yapımı sırasında harcına yumurta akı duvarları çivi bile çakılmayacak kadar sağlam yaparken, karıncaların girmesini önlemeye yarıyormuş. Mevlana müzesi dışında Konya Arkeoloji Müzesi, Konya Atatürk Evi Müzesi, Karatay Medresesi, Sırçalı Medrese İnce Minare, Konya Etnografya Müzesi, Cami ve Kiliseler dışında Çatalhöyük Antik Şehri de mutlaka görmesi gereken yerler olarak sıralanabilir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi kimdir?
Mevlana Celaleddin-i Rumi, Alimler Sultanı Bahaeddin Veled’in oğlu olarak Miladi 1207 yılında, Horasan Bölgesi’nin Belh şehrinde doğdu. Annesi Mümine Hatun’dur. Babasının Belh’ten göçüşü sonucu Nişabur, Bağdat, Mekke, Medine, Şam ve Halep illerini dolaştıktan sonra önce Karaman’a gelip yerleşen, daha sonrada Konya’da ikamet eden Mevlana, babasının vefatından sonra büyük Medreselerde dersler vermeye başladı. Çok sayıda talebe yetiştirdi. Çevresi bir ilim ve hikmet yuvası haline geldi. Derslerine bazen Sultanlar ve Vezirler bile iştirak ediyorlardı. 1244 yılında Şems-i Tebrizli isimli bir Hakk dostu ile tanıştı. Tasavvuf vadisinde eserler vermeye başladı. 17 Aralık 1273 yılında Konya’da vefat edince her din ve mezhepten büyük bir halk topluluğu tabutunun arkasında gözyaşı döktü. Mezarı Konya’daki Yeşil Türbe’dedir. Hz. Mevlana’nın öğretileri üzerine kurulan Mevlevilik oğlu Sultan Veled tarafından müesseseleştirdi. İslam dünyasının en büyük düşünür ve şairlerinden olan Hz. Mevlana’nın Mesnevi, Divan-ı Kebir, Mecalis-i Seba ve Mektübat isimli eserleri vardır.
Konya’ya Aralık’ta gitmeli, kuşkusuz yılın her mevsimi kendine has güzellikler barındıran Konya’ya her mevsim gidilebilir. Ancak Şebi Arüs törenleri sırasında Konya’da olmak bir ayrıcalıktır. Tüm dünyadan turist çeken, her sene  Aralık ayının Cumartesi günü başlayıp yaklaşık iki hafta süren ve adına “Vuslat Yıldönümü” denilen bu süre boyunca Konya’da birçok etkinlik düzenlenmektedir.