Demiştim ya!. Kazım Yılmaz temliği kaldırırsa sırada kim var koyacak diyerek. Sırayı beklemeye gerek yokmuş ki! Eski Başkan Adnan Ölmez zaten Kazım Yılmaz'dan önce Temliği İDDİA üzerinden koymuş bile...

O Başkanlığı bıraktıktan sonra Kazım Yılmaz başkan kulübün tüm borçlarını ödedim diyor. Sonra kimseyi benim başkanlığım süresince olduğu kadar aranmadı. Müfettişler 25 gün didik didik kömür faturamıza kadar inceledi, araştırdı. Ben alacaklarımdan önce kulübün geleceği için gelin oturalım dedim ama kimse gelmedi. Şimdi bana temlikleri kaldır diyorlar" mış.

Neden?

Yılmaz diyor ki: Kendisi İddia gelirlerine temlik çoktan koymuştu ama borçları yüzünden parayı alamıyorlarmış. Bana ne Vergi Dairesine gidip sorunlarını ben mi çözeceğim. Kulübün tüm borçlarını ödedim benim kadar kimse para vermedi, borç ödemedi. Şimdi bırakayım mı. Bir linç kampanyası başlatıldı ama ben buradayım. Çıkıp doğruları konuşsunlar" diyor.

Haklı...

Madem iddia da temlik var ki Yılmaz başkan var diyor, Torba yasası çıktı git Vergi Dairesi ile anlaş diyor, Neden gitmiyor, neden anlaşmıyor da...

Önce Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ı, ardından Samsun Valisi İbrahim Şahin'i adeta köşeye sıkıştırmak istercesine gündemler yaratılıyor? Bakan ve Vali Şahin gerekeni söyledi çekildiler kenara.

Habire neden Emin Kar, o bu, şu konuşturuluyor. Bunlar yetmiyor tiyatronun ikinci perdesi sahneleniyor ve son rakip Şanlıurfaspor Futbolcuları bile kullanılıyor. Bizim futbolculara Rakip oyuncular acımış diyesiylermiş ki: "Bu futbolcular iyi çocuklar yönetim paralarını ne olur ödesin. Bu çocuklar aile geçindiriyorlar" denilmiş. Yazık, yazık.

Rakip takım yöneticisi bile değil futbolcusu üzerinden Yılmaz yıpratılmaya çalışılıyor ya! PES DOĞRUSU...

Yahu ne yağlı, ballı börekli bir Samsunspor'umuz varmış. Ye ye bitmiyor maşallah.

Birilerinin dediği gibi: "Devletin malı deniz yemeyen......."  Ya da "Bu devlet o kadar büyük ki yediler, yediler bitiremediler. Başka bir ülke olsa çoktan bitmişti. Şimdi bu Samsunspor ne büyük bir kulüpmüş ki temlik koy, koy bitiremediler."

Sonra anlamadığım neden Yılmaz üzerine gidiliyor? Birileri düğmeye bas işareti, talimatı mı verdi hayırdır? Birde bunları açıklasalar her şey ortaya çıkacak ama...

****   

Kısa bir anektod:  Dün malum 10 Kasım'dı. Yıllardır bu günde neden millet araçlarını durdurmaz, saygı duruşunda durmaz diyordum.  Dün gencecik pırıl pırıl bir genç diyeceğim ama beyni öyle değil sanırım. Atatürk'ü anma törenleri esnasında sirenler çalıyorken koştura koştura giderken Polis Sezai Sevinç dayanamadı ve genci durdurdu.

"Saygı duruşunda ülkeyi düşmandan kurtaran bir büyük için neden saygısızlık ediyorsun" dedi.  Gencin işi varmış acilmiş, iş yerinden acil göndermişler, uykusuzmuş vs vs vs...

Atatürk böyle gençlere bu ülkeyi emanet etmemişti.

Bu gün Atasına saygı göstermeyen, yarın Şehidine, büyüğüne, ailesine saygı göstermez YAZIK...

Bu noktada ben duyarlılık gösteren Başpolis Sezai Sevinç'i tebrik ediyorum. Onun böylesi sevgi ve saygı içinde hala dimdik ayakta durmasına ve gösterdiği tepkiye şapka çıkartıyorum.

Sayın Kaymakamım Caner Yıldız, Emniyet Müdürlüğünde görev yapan Başpolis Sezai Sevinç ve diğer polislerimizi (olaya el atan) ödüllendirerek en azından onore etmenizi dilerim.

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...