“AÇIK ARA FARKLA” DERKEN ONU YAŞAMAK”…
Tabi bunlar Samsun ve ilçelerinde yaşanırken,
Samsun İlçelerinde halk “Bu kez bakalım kim,
Yada kimler dayatılacak” diyerek merakla bekliyordu!?
Ki beklenti boşa çıkmadı!?
İki Baron başta olmak üzere Genel Merkezde ki,
Birkaç sözde RTE yardımcıları da baronlara uyunca!
Ortaya karışık ve daha kötüsü halkla inatlaşan,
Kimsenin benimsemediği kadrolar ortaya çıkıyordu.
***
Bu arada Çarşamba bazında ise AK Partiye,
“Bizim isimden başkasını merak etmeyin,
Korkmayın size garanti veriyorum:
Hüseyin Dündar, ne YRP’ den ne de Bağımsız,
AK Partinin karşısına aday olamaz.”
Günlerce bu isimler konuşulurken bu sözler dayatılıyordu.
Hatta “O AK Partiden korkar karşısına rakip çıkamaz.
Blöf yapıyor hem onu Çarşamba’ da hizmeti seviliyor ama,
Kendisi hiç sevilmiyor, çok katı ve asık surat tutumlu bir isim…
Onu sevmeyeni seveninden çok meraklanmayın, telaşlanmayın.
Sadece yaptığı üç dönemlik hizmeti konuşulup, seviliyor.
AK Parti olmasa onu da yapamazdı korkmayın sözleri…”
***
Tüm bu varyasyonlar siyasi arenada yaşanırken,
Dündar, Gönüllüleri ile AK Parti küskünleri artık “BAĞIMSIZ”dı.
Yola gümbür gümbür “DÜNDAR’LA YAN YANA” çıkıyordu.
Özellikle AK Parti tabanı tam bu noktada ikiye bölünmüş bir halde!
Ve dönülmez yola girilmişken elbette ki!
***
Tam bu noktada özellikle yerel medya çok önemliydi!?
Yerel medya ile egoist ve korkuturum düşüncesiyle;
Yola ve seçim sahasına ilk çıkan ilk AK Parti berbat hamle yapmıştı.
Tıpkı yıllardır halkı unutan AK Partililer.
Yerel medyayı da kendince yapılandırmaya, sindirmeye,
Ve dayatarak veya dedikodularla susturacağına,
İnanarak üst perdeden ve siyaseti unutmuş ve sevilmeyen isimlerle,
Yüksek tondan dost olunmazsa, ültimatomlarla yola çıkmışlardı.
***
Aslında yerel medya ile olumlu gibi ilk buluşma Ender Gür ile
Geldi gibi görünse de, ekibinin uyumsuz ve dağınık olması,
Gür’ü kısa sürede yanlış üstüne yanlışa götürüyordu.
Hem de resmen ve açıkça yıkım ekibi oluşturularak.
***
Peki yıkım ekibini kim kurmuştu neden kurmuştu?
Ender Gür çok sonra fark edecekti, ama dönüşü yoktu artık.
Eldeki sakat kadro ile mecbur bırakılmıştı yürümeye.
Hatta Gür’e, bir A Partili ve Gür’ü aslında istemeyen birisinin,
“Sana sormadan SKM’ye atama yaptım. Filancaları atadım”
Sözüne Gür’ün, “İyi halt ettin. Siz beni provoke mi ediyorsunuz?”
Diyerek yüksek tondan tepkili cevap verdiği konuşulmaya başlamıştı bile.
***
Sonuçta, Gür’ün AK Partililerce kaybetmesi için
Yoğun çaba sarf ediliyor, seçim sathına hiç sevilmeyen,
AK Parti tabanının istemediği isimler Gür’ e resmen dayatılmıştı.
Ama ona atmosfer öyle gösteriliyordu ki;
Gür’ü, öyle bir inandırmışlardı; “Halk mecbur AK Parti ve Reise,
Kesinlikle kazanıyoruz hem de “AÇIK ARA FARKLA”…
Tabiri caizse geyik muhabbeti ile günleri geçiştiriyorlardı.
Saha da açık ara farkla derken sonuçta kendisi yaşaması
Şaşırtmayacak sondu ama düşünen yoktu!
***
Bilinmeyen beklenmeyen olaylar siyaseti,
Her zaman bambaşka yaşatır adaylara…
Yıllardır siyasetin dışında kalmış, yaklaştırılmamış,
Yanlış hesaplar yaptıran Muhasebeciler seçim hatası yapınca,
İşler daha da çıkılmaz olmuş, sinirler gerilmeye başlamıştı.
***
Bu arada Bağımsız aday Hüseyin Dündar, herkesi şaşırtıyordu?
Çünkü o kendisinden asla beklenmeyenleri yapıyordu.
Her gittiği yerde “artık olgunlaştım, değiştim” diyordu.
Hem de yanında eski tuzakçılar değil, gerçek GÖNLÜLER ve,
GÖNÜLLÜ HALKIMIZ, YEREL MEDYAMIZLA BİRLİKTE,
Yürüyoruz ve 5 yıl da yürümeye devam edeceğiz diyordu.
***
Bu arada çaresiz kalan Cumhur İttifakının sözde AK kanadı,
Karalama kampanyaları ve iftiralar, yalanlar başlatıyordu?
Neden ve bu akıl kim veya kimlerindi??
Bu üst akıl üzülerek belirtmeliyim ki; AK Parti (SKM)
Bu Seçim Koordinasyon Merkezi kadrosuydu.
Gür’e, her akşam “Hüseyin Dündar’a ne yaptı?” dedirtirken bile,
‘Resmen ve gerçekte Hüseyin Dündar çok çalışkan başkan’ dedirttiğini,
Anlayamayacak kadar sinirli, öfkeli ve yangın dolu idiler.
***
İnsanları kıranlara;
“Ey can; hiç kimseyi asla kırma, kötü sözden ağırı yoktur insan için!
Beden çok yükü rahat kaldırır da, kalp her sözü kaldırmaz!
Minareden düşenin bile parçası bulunurmuş, fakat gönülden düşenin asla!”
Anlayana…
DEVAMI YARIN