AKLINI ARTIR
İnsanlar sahip oldukları nimetleri çoğunlukla ‘az’ görürler. Beğenmez ve daha ‘çok’ olmasını isterler. Bir kimse bir şehrin tapusuna sahip olsa, bununla yetinmeyip gözünü bir başka ilin de tapusuna diker. İnsanın gözünü ancak ‘toprak’ doyurur. Bu husus şu beyitle ne kadar güzelce ifade edilmiştir. “Altından ağacın olsa, gümüşten yaprak, akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak. “
Kanaat de olmayınca zengin olmak mümkün değildir… Bir adam İbrahim Bin Edhem Hazretlerine gelir ve kendisine bir cübbe hediye etmek ister. O da “Bir şartla kabul ederim. Zenginsen tamam, fakirsen kabul edemem!” Buyurur. Adam da “Ben zenginim” diye cevap verir. İbrahim Bin Edhem Hazretleri sorar: “Ne kadar servetin var?” o da “İki dinar” der. “Peki sen bunun dört bin olmasını ister misin?” O da “Elbette” diye cevap verir. Bunun üzerine “Cübbeni kabul edemeyeceğim, çünkü sen fakirsin, daha gözün doymamış” diye karşılık verir…
Fakat ne hikmetse; insanlar kendi akıllarını çok beğenir ve bununla yetinirler. Arttırılmasını pek iseyen çıkmaz. Dualarında “Ya Rabbi aklımı artır!” diyen çok az insana rastlanır. Akıllar takdim edildiğinde, en çok kendisine verildiğini zanneder! Bir gün sevgili Peygamberimize sordular: “Takvası en çok olan, ibadetlerini yapan ve haramlardan sakınandır.” Daha sonra; en akıllı insan kimdir diye sorduklarında ona da şöyle buyurdular: “Ölümü en çok hatırlayan ve ölümden sonraki hayat için çalışandır.”
Bir gün, Peygamber Efendimiz, Ebudderda’ya şöyle buyurur: “Aklını artır, Rabbine yakın olursun.” Ebudderda Hazretleri sorar: “Aklımı nasıl artırayım?” ona da şöyle cevap verirler: “Farzları yaparsan, haramlardan sakınırsan akıllıca hareket etmiş olursun.” İnsanoğlu kendisine bahşedilen “Akıl” ile dünyadaki diğer varlıklara hakim olabilmektedir. Hayvanlarda “Akıl” olmadığından, hayatlarında bir değişme bir gelişme olamamaktadır. Fakat insanlarda durum çok farklıdır. Her geçen gün biraz daha ilerleme elde ediliyor. Yüz sene önce vefat eden bir kimse dirilip günümüz dünyasına baksa, hayretler içinde kalır, gözlerine inanamaz.
Aklımızı kullanırsak dünyada da, ahrette de saadete kavuşuruz. Akıllı insan, ahiret hayatını dünya hayatından daha önemli görür. Birisi geçici, fani, rüya gibi bir hayat; diğeri ise ebedi ve sonsuz. Akıllı insan güzel bir hayat yaşamayı gaye edinir, kısa da olsa ömrünü iyi değerlendirir. Kendisine, ailesine, memleketine, milletine hizmet eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.