Hani dün Yemin konusunda bir kaç kelam dilimizin kalemimizin döndüğünde dile getirerek karalamıştık ya!.

Bu noktada siyasetçilerden de makam- koltuk sevdasından vazgeçmelerini ve Milletvekillerinin yeminlerine, doktorların yeminlerine sadık kalmalarını, artı Doktorlarımızın kendi dilimize ve inancımıza göre yemin etmeleri gerektiğini belirtmiştik. Maşallah Doktorlardan da siyasetçilerden de TIK yok. Adamların yemin umurunda sanki. Olsaydı bu gün bu hallere gelir miydik.

 Her neyse asıl konu dün AK Parti Cumhurbaşkanı adayını resmen açıkladı.  Sürpriz bekleyenlerin sayısı az da olsa vardı ama SÜRPRİZ olamadı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan aday. Seçilmesi de zor değil. Kimse boşuna sevinmesin...

Bu konuşma, bu halka kendini sevdirme ve zeki siyasetçi kimliği olduğu sürece Başbakanı kimse yolundan bir adım geri götüremez. Tek kendisi çekilirse belki muhalefet ve eleştirenler kendilerini ifade edebilmeye başlar.

Asıl sorun Başbakan Cumhurbaşkanı olduktan sonra yerine kim geçecek? Ve o geçen kişi geçmişte Turgut Özal'ın kendi yerine bıraktığı Yıldırım Akbulut vari bir başbakan mı, Yoksa en az kendisi kadar zeki ve halkın seveceği isim mi bırakacak. Sanırım o koltuğu sadece halkın güvendiği ve sevdiği tek Cumhurbaşkanlığından inecek olan Abdullah Gül oturacaktır. Boşuna kimse avuçlarını ovuşturmasın ama...

Gül' de inanın her ne kadar sevinirse sevinsin kesinlikle bir Recep Tayyip Erdoğan kadar ivme yakalayamaz. Göreceksiniz ve hep birlikte yaşarsak göreceğiz...

Gelelim yerel siyasete...

Yıllardır muhalefet bir türlü sesini çıkartamıyor. Hatta yok gibiler. Anavatan Partisi tabelasını indirdi diğerlerinin farkları tabelaları yerinde, göstermelik il ve ilçe yönetimleri makamlarında. Gelin görün ki hiç birisi AK Parti İl ve İlçe Başkan ve yönetimleri kadar oy alamıyor, seslerini çıkartamıyorlar, her nedense çıkartmıyorlar. kendi kendilerini sanki iktidar partililermiş gibi yemekten hala dönemiyorlar. 17+1 den ala ala birini aldılar sustular. CHP' de hiç alamadı ,ellerinde biri bile kalmadı. Şaşılacak iş değil mi? ama yoook durun hele siz, sıkıştıklarında basın bize söz hakkı vermiyor diyorlar. Neymiş basının hepsi AK Partili olmuş.

Oysa ki: İş yapmayan siyasetçiyi de, Ötmeyen bülbülü de kim ne yapsın?. Bizim muhalefetin bülbülleri 13 yılan bu yana sanki Kırmızı dut yemişler. 13 yıldan bu yana ötemiyor.

Ötemiyorlardı ki: Durun şaşkınlık içindeyim. İnanın çok şaşırdım. MHP İl Başkanı her ne konuşursa konuşsun kimseden tepki gelmeyince, yerine son zamanlarda o perde gerisinde kalıp Başkan  Yardımcısı Ayhan Cengiz'le atraksyonlar yapıyorlardı ki. Dün Sayın Cengiz, enteresan ve bana göre acayip, kendisini aşan yazılı açıklama yapmış. Ve şükür sonunda o açıklama yıllar sonra bizim gazeteye kadar ulaştı. Yayınladık.

Ama sanırım AK Partililer,bir kere daha "ÇIT" çıkartmayacak Sayın Cengiz'in yaptığı açıklama olduğu gibi hasır olacaktır. İşi biliyorlar. Ama yine de Sayın Cengiz'i kutluyorum darısı önce çok sevdiğim isim olan İl Başkanı Şaban Kılıç başkana ve ilçe başkanları ile yöneticilerine.

Her ne kadar Başkan Kılıç 30 Mart'tan sonra kayıplara karışarak, sesi soluğu çıkmasa da, partililerin hemen hepsi "Dut etkisinde" olsa gerek hepsi. 12 yıldır aynılar hangisi gelirse gelsin. Özyer başkan az kıpırdanıyordu ama sesini kestiler. Elbette ki aynı hislerimi CHP'lileri içinde belirtmeden geçmeyeceğim. Bülbüllerin şakıyacağı günü iple çekiyor partililer. Ama o bülbüller nasıl ötecek merak devam ediyor.

Sonuç olarak "Dut yemiş Muhalefet yöneticilerinde sanırım dut'ların etkisi kayboluyor". Ha gayret belki bir sonra ki dut sezonuna kadar birazcık uçuşa geçebilirsiniz. Ne dersiniz...

Dut mevsimi bitmek üzere bilmiş olun. Hazırlıklı olun...

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...