EY YEREL BASIN... TÜKETİYORLAR, TÜKENİYORUZ. TÜKENMEDEN ARTIK KALKIN AYA
Bu yazı bir adaletsizliğe isyandır, bu yazı bir uyarıdır...
Devlet önce halkının haklarını ve yaşamını korumakla görevlidir. Sonra Ülke içinde yaşayan ve var olmak için hayatta kalması adına yaptığı her işte vatandaşının sigortasıdır. Ama devleti oluşturan hükümetin artık her şeyin ayarını kaçırmaya başladığı aşikardır.
Yani Hükümet KANTARIN TOPUZU KAÇIRMIŞTIR.
Nasıl yani derseniz.
Bankalardan verilen kredilerle milleti önce ev, otomobil ve olmayan geliri varmış gibi göstererek halkı hovardaca harcamaya itmiştir. Bu insanları maaşı, arazisi hiç bir teminatı olmadığı halde kredi kartları, kredilerle allayıp pullayıp halka sunduran hükümettir. Ülkeye akın akın bankaları getirdiler ve milletin gözünü boyayarak halkı rahata, rehavete ve bol kepçe harcamaya alıştırdılar. Bunların örnekleri şimdi yaşanıyor ama acısı da yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Mesela bankalardan arazisini teminat gösterip haddinden fazla kredi verdiği çiftçilerin arazileri artık yabancı sermayeli bankaların eline geçtiği iddiaları ayyuka çıkmaya başladı. AVM lerle küçük ölçekli bakkal ve market adı verilen iş yerlerinin kapanmasına neden oldular. Hala da yıkımlar devam ediyor. Aileler çatırdıyor. Borçlar yüzünden aileler boşanma, cinnet geçirme noktasına gelmiş bulunuyor.
En basiti bunu anlamak için yaptığım işime bakmak zorundayım. Ulusal yaygın medya işini her platformda yüzdürüyor. Hükümetten akıl almaz destekler alan medya ortama ayak uydurmakta ve ayakta kalmakta zorlanmıyor. Ama gelin görün ki yerel dediğimiz küçük ölçekli medya kontrol altına alınamadığı için yavaş yavaş fark ettirilmeden yok ediliyor.
Basın İlan Kurumu, Kamu Hastaneleri Birliği falan filan derken yerel medya kolay yoldan susturuluyor. Yerel medya mensupları da susuyor. Yerel medyanın kalbini söküyorlar ama narkoz nedeni ile yerel medya farkında değil. Yerel medyanın yaşamı için gerekli olan resmi ilanları yavaş yavaş kartel altına alınıyor. Bunun farkına varamayan yerel medya can çekişiyor çıkar yol arıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Basından sorumlu Bakanımız Sayın Bülent Arınç, yerel medyaya en büyük desteği biz verdik derken gözyaşları dökmesine gerek yok çünkü yerel medya nefessiz kaldıkça kendi gözleri yaşarıyor suni teneffüsle ayakta kalmaya çalışıyor. Sayın Arınç'ın her açıklaması yerel medyanın kalbine bir hançeri daha sağlıyor. Ve farkında olsa da olmasa da yaygın ve yerel medya susuyor. Peki, yerel medyanın suskunluğu korkudan mı, korkuyor mu? Hayır ...
Birlik olamıyor, çekişmeden fırsat bulup hakkını soramıyor, alamıyor. Bir iki kişinin iki dudağı ve birilerinin rant kapısını bir türlü randevu alıp anlatarak durduramıyor. O nedenledir ki; Yerel medya sabırla bir umut bekliyor. Ama sabır kalmamıştır artık. Bu yerel medya ya ayağa kalkmalı ve hakkını aramalıdır ya da yok olup sessiz sedasız gitmelidir. Biz ayağa kalkmayı uygun görüyoruz. Diğerlerini bilemem.
Özellikle Yerel medyanın başına Basın İlan Kurumu denilen bir kurumu başına getirip başımıza çorap ördüler bize bela ettiler. Adamlar varsa yoksa alacakları yüzdeye bakıyor. Yerel medyanın hakkını arayan soran yok. Binlerce, yüz binlerce ailenin geliri yok oluyor...
Basın İlan Kurumunun umurunda değil. Onlar hovardaca oyunlarını oynayarak yerel medyayı bitiriyor. Ülkem ve ülkem insanı uyuyor. Bu gün her alanda yapılan bu operasyonun yarın kendisine de sirayet edeceğinin farkında değil. Bu gün bana olan yarın sana olacaktır unutmayın.
Kısacası Yerel Medya, Bakanlıklar, Basın İlan Kurumu işbirliğinde bunların kirli elleri ile yok ediliyor. Yerel medya artık uyanmalıdır. Uyanmadığı takdirde yerel medya denilen hiç bir oluşum ayakta kalmayacaktır. Gazeteci Cemiyetleri, Basın bilmem neleri hepsi hikaye. Herkes tutturmuş bir yol gidiyor.
Ama ülkem de hükümetin görmezden geldiği ama bilinçli şekilde yerel medyayı bitirme projesi son aşamaya doğru hızla ilerliyor. Yerel medya sahiplerine sesleniyorum. Tüketiyorlar, tükeniyoruz, tükenmeden ayağa kalkın!..
KALKIN AYAĞA... Aksi takdirde bu ülkede yerel medya denilen hiç bir şey kalmayacaktır. O nedenle artık tepkimizi ortaya koyma vaktidir. Aksi takdirde yok olmaya mahkum olmayan gelecek bizleri bekliyor. Bilmiş olun.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın.
Sağ ve mutlu kalabilirseniz artık...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.