Hatalar, siyasetçiler ve biz…
Biraz savruk bir yazı yazalım bu gün ne dersiniz. Bizim gazeteciliğimizi bilen bilir.
Bazen son 3 dakikada köşe yazısı yazarız. Ertesi gün özellikle eğitim camiası çeker bir köşeye;
Erol Allah rızası için bu yazıları kim redakte ediyor diye sorarlar.
REDAKTE???
Ben ilk anlarda anlamadım. Yani imla hatalarını kim düzeltir diye sorarlar. Sonra başlarlar.
“Bu gazetede kelime, devrik cümle, imla hataları ve özellikle bazı günler başlıklarda hatalar oluyor. Kardeşim hiç bakmaz mısın? Diyerek tepkilerini ve uyarılarını çekerler”.
Ahhh, ah.
Keşke o eğitimci kardeşlerimiz haftada bir değişerek bu gazeteye gelip yazı yazsalar, imlaları kontrol etseler, yazılar yazıp yayınlasalar da bizler de onları bir görsek. Gazeteciliği çok kolay bir iş sanıyorlar. En başta iyi bir şey yazsan kimse arayıp teşekkür etmez. Birilerinin hoşuna giden yazı yazarsınız, Hoşuna gidenler aramaz ama dokunanlar arayıp bağırır çağırırlar akılları sıra.
Hele bir kesim var ki;
Maazallah. Onlar her bir haltı bilirler. Adamlar adeta ULEMADIR. Yani her bir şeyi çok iyi bilirler kendilerinden başkası iyisini bilmez, bilemez…
Ama gel gör ki 2-3 kelimeyi bir araya getirip konuşamazlar. Oysa bilmezler ki bu gazete 12 sayfa bile ola. Bu gazetenin sadece 3 sayfasını dahi biz kendimiz haber metinleri ile yazıp başka yerlerini hazır alıp koysak dahi hata çıkar. Milyarlar verip personel çalıştıran devasa gazetelerde, dergilerde bile bu hatalar oluyorsa…
Bizim kıt kanaat çıkarttığımız bu gazetede ki hatalarımızı gören gözlere şaşıyorum. Sonra;
Bizim arkamızda dayılarımız, siyaset, işadamı falan filanlarımız da yok. Bizim üzerimizde önce bizleri yaratan sonra yanımızda ise bizleri her dönemde kucaklayan, seven vefakar, cefakar dostlarımız var.
Başkası yok. Yani çıkar amaçlı olan kimseyi yanımızda bulamazsınız.
Velhasıl bu gazeteyi bir hazırlayanlar, gezip görenler, okuyanlar bilir çilesini…
Bir de bizi dost görüp yanımızda oturan, konuşan dertleşen yakın dostlarımız bilir. Bilmeyenlerin çoğu ise ya dostumuz değildir, ya da art niyetlilerdir. Onlara diyorum ki: Gelin bir gün gazeteyi siz çıkartın göreyim cemalinizi. Söylenenlerden sonra benden de kara olmazsanız ben her lafınıza razıyım.
***
Neyse hafta sonu çok hareketli geçti. Seçim yaklaştıkça yerel basına değer verenlerde ortaya çıkıyor.
Keşke her gün seçim olsa…
Değerimizi daha iyi anlayacağız. Ama bizim yerel gazeteciliğimiz Samsundaki meslektaşlarımız gibi hiç değil. Biz çilesini, kahrını her bir şeyini çekiyoruz. Onlar öyle mi? Onların durumu belli…
Bizimkilerin ise onlara bakışı da belli!..
Demem o ki siyasetçiler Gazetemize gelmeye ve projelerini anlatmaya başladılar.
Bu noktada HAS Parti Milletvekili adayları gazetemize geldiler ve geleceğin Türkiye portresini ortaya döktüler.
En sevdiğim söylemleri ise; ABD’ siz Türkiye olamaz. Ama ABD ile mücadeleyi halka öğretmeliyiz. Teslimiyetçi zihniyeti bırakıp mücadeleci atalarımızın torunları olduğumuzu aklımıza getirmeliyiz. Yani demeleri o ki; Milli ve manevi değerleri unutmadan bu ülkeye hizmet edilmelidir.
Sonra Saadet Partisinden Milletvekili Salih Şen gazetemize gelerek bizleri onore etti. Kendisini zaten tanır ve bilirim. Kendisi yıllardır aday listesinde görmek istediğim ender isimlerden birisi.
Bunu yıllardır dile getirirdim ve bu yıl bu isteğim yerine geldi. Salih Şen mükemmel bir söz etti ziyaretinde.
Şen dedi ki;
“Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın bir deyimi vardır. -1, Sıfırdan her zaman büyüktür. Biz 4 defa sıfırdan başladık ama eksi birden yine iyiydik. Bu millet bizi iktidarda yaptı ve neler yapabileceğimizi gösterdik. Gün gelecek bu halk bizi yeniden iktidar edecektir. Bu zaman sanırım 2011 genel seçimleridir. Çünkü biz milli değerleri de, manevi değerleri de tamamen sahiplenerek halkın gözüne bakarak kavgacı bir siyaset değil tamamen yapıcı ve barışçıl bir siyaset çizgisinde mücadele ediyoruz. Çünkü bizim davamız hizmet davasıdır. Bizim fikrimiz milli ve manevi değerlere sarılarak AKP’nin sözleri ile halkı adeta uyuşturarak göz boyayarak, gömleği çıkarttık diyerek değil, aynı gömlekle ve aynı kararlılıkla mücadelemize devam ediyoruz. İnanıyorum ki halkımız Saadeti bulacaktır. Er yada geç”.
İşte bizlerde diyoruz ki:
Halkımız, işadamlarımız, siyasetçilerimiz HABER EXPRES GAZETESİNİ bir gün mutlaka ama mutlaka hak ettiği şekilde sahiplenecektir.
Er yada geç.
Ama sonuçta bu gazete bu ilçenin tek günlük ve yüksek sesle söylediklerini duyuran tek gazetesidir.
Var mı daha ötesi…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.