Ondokuz Mayıs Üniversitesi İletişim Fakültesi, Bakanlar Kurulu’nca 01.02.2010 tarihinde kurulması kararlaştırılmış ve karar (2010/103) 26.02.2010 tarih ve 27505 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girerken, Fakülte 4 bölümden oluşmakta. Bu bölümler ise; Gazetecilik Bölümü, İletişim Tasarımı Bölümü, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ve Radyo Televizyon ve Sinema Bölümleridir. 

Fakülte kendi sitesinde kuruluş amacını; Küreselleşen bir dünyada İletişim Fakültelerinin önemi gittikçe artmaktadır.Dolayısıyla her türlü iletişimin yaşandığı günümüz dünyası için ülke ve dünyayı anlama ve algılama noktasında kendi alanlarında ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap verebilecek bilgi, beceri ve donanıma sahip araştırmacı ve uygulayıcı elemanların yetiştirilmesini AR-GE çalışmalarıyla ülke ve bölge insanına gerekli işbirliği çerçevesinde sorumluluk alma, bilimsel ve teknolojik alanda üst düzeyde bilimsel çalışmaları sürdürmeyi hedeflemektedir. ifadeleri ile kendisini tanıtmakta.

İletişim Fakültesi Vizyonunu açıklarken ise; "XXI. yüzyılın gelişen insani ve evrensel değerleri çerçevesinde demokrat ve hukukun üstünlüğüne inanmış geleceğin eğitimcileri görevini üstlenecek olan medya mensuplarını yetiştirmeyi üstlenen bir ideali gerçekleştirmek için; yüklendiği görevleri başarıyla yerine getiren, problem çözen, bilgi ve teknolojiyi kullanabilen, evrensel niteliklere sahip gazetecileri, görsel iletişim tasarımcılarını, Halkla ilişkiler ve tanıtım uzmanlarını ve geleceğin radyo televizyon ve sinema elemanlarını yetiştirmek, ülkemizde görsel ve yazılı medyanın gelişip dünya ile bütünleşmesine destek vermek ve bilime katkı sağlamak." diyor.

Misyonunu açıklarken ise; Mensubu olduğumuz Üniversitemizin vizyonu ile paralel bir şekilde öncü ve özenilen bir üniversite olabilme yolunda Uluslararası düzeyde yüksek nitelikte bilgi ve teknoloji donanımlı eğitim ve öğretim faaliyetini yürüten bir fakülte olmaktır ifadeleri dikkat çekiyor.

Ancak gelin görün ki biz böyle biliyoruz, öğrencilere böyle aktarılıyor, anlatılıyor-muş...

Çarşamba İletişim Fakültesinin kurulduğu ilçemizde  ve dolayısı ile çağımızın en etkin haberleşme aracı iletişimken, Çarşamba Mustafa Güneşdoğdu Yerleşkesinde bulunan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurdan Öncel Taşkıran bunlardan görüyoruz ki tamamen bi haber...

Fakültesinin başında olan bir Profesörün İletişimden tamamen bi haber olması hiç yakışıyor mu?

Böyle bir yöneticinin iletişim başında olması sonrasında burada yetişen çocukların iletişim dalında nasıl yetiştiğini iddia edeceğiz?

Basınla dahi görüşmeyen bir İletişim Fakültesi dekanının, geleceğin iletişim mezunlarını nasıl eğittiğini nasıl savunabiliriz?

İletişim Fakültesinde Dekan olan bir kişinin çevresine baskı yapması hangi iletişim kurallarında veya iletişim şeklinde yer alıyor merak ediyorum!?.

Çağımız İletişim çağı olmasına rağmen Dekan içine kapanık, despot bir yönetim anlayışı ile yöneticilik yaptığı görülüyor.

Basın olarak biz bile İletişim Fakültesine alınmıyor, görüşemiyorsak, böyle baskıcı bir yönetimle yeni iletişimciler nasıl yetiştirilecek merak ediyoruz.

OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan'ın İletişim Fakültesinde yaşanan bu iletişimsizliğe veya İletişimden bi haber Dekan'a bu soruları yöneltip yöneltmeyeceğini merakla bekliyorum.

Aksi takdirde gelecekte yetişecek tüm İletişim mezunları İLETİŞİMDEN YOKSUN olacaktır.

Bunu şimdiden görmek çok vahim bir tablo değil midir?

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...