KOD ADI: MAĞDUR
İnsanoğlu çaresizliğe, çözümsüzlüğe hapsolduğu andan itibaren yaşadığı panik haliyle saçmalamaya başlar.
Öyle mantıksız işler yapar, öyle mantıksız cümleler kurar ki, anlayabilene aşk olsun!
AKP Genel Başkanı ve AKP teşkilatlarının tüm birimlerinin tek başkanı ve söz sahibi olan Erdoğan dün bir söz sarf etti.
"Türkiye'yi çökertmek isteyen iç ve dış güçler ekonomi üzerinden oyun kuruyor. Türk ekonomisi çok yoğun, açık bir saldırı altında" dedi.
Kıyaslamayı sevmem. Hele siyasi arenada hiç sevmem. Siyasetin çok doğrusu, tek dürüstü vardır. Dürüstünün kıymeti iyi bilinmelidir.
Yıl 2001…
Ahmet Çakmak isimli bir vatandaş dönemin Başbakanı merhum Bülent Ecevit’in önüne yazar kasa fırlattı. Neden mi?
Dolar 1,40 TL olmuştu.
Devlet Hastanelerinde sonu bitmek bilmeyen kuyruklar…
Tüp, yağ, ekmek kuyrukları…
Kıbrıs Harekatı’ndan kaynaklı ABD ambargosu…
Ardı ardına gelen zamlar…
Bu liste uzayıp gidecektir.
Zaten AKP propaganda mekanizması yıllarca bu listeyi uzun uzun Türk milletinin zihnine kazıyabilmek adına her yolu denedi.
Ancak bu ekonomik ve sosyolojik sıkıntıları dillendiren AKP/Erdoğan aktörü, hiçbir zaman ekonomimize ve milletimize saldırı yapıldığı için bunların yaşandığını ifade etmedi.
Dönemin hükümet yetkililerinden de buna benzer hiçbir açıklama duymadık.
Çünkü o hükümetler biliyordu ki vatandaş sorunlara çözüm üretebilmesi adına onların lehine rey kullandı. Vatandaşın sorunun kaynağını öğrenmek gibi bir derdi olmadı.
Konumuza dönecek olursak, Erdoğan ve AKP yöneticileri, Türkiye Cumhuriyeti’nin o yıllarını ne zaman hatırlatsa hedeflerindeki sorumlular ya Ecevit ya da Ce Ha Pe(!) olmuştur.
Doların 1,40 TL olmasının müsebbibi Ecevit veya CHP iken, bugün aynı ekonomik sıkıntıların ve doların 4,10 TL olmasının sorumlusu Erdoğan ne zaman dara düşse, kendisine can simidi olma pahasına saldıran soyut odaklardır.
Erdoğan’ın iddia ettiği saldırı iddialarını bir kenara bırakarak biraz da gerçekçi ve ciddi konulara değinelim.
Türk Şeker…
Fabrika sayısı 25 adettir. Cirosu 3,6 milyar Türk Lirasıdır. Faaliyet kârı ise 314 milyon Türk Lirasıdır. İddia edilen net zararı 76,5 milyon Türk Lirasıdır.
Konya Şeker…
Fabrika sayısı 2 adettir. Cirosu 2,4 milyar Türk Lirası, İSO 500’de 31’incidir.
Bu verilere baktığımızda Türk Şeker zararının makyajlanmış bir şekilde kamuoyuna sunulduğu alenen görülmektedir.
AB Uyum Yasaları çerçevesinde 2004’te atılan imzalarla şeker üretimine getirilen kotaya hiç girmiyorum bile!
Sorunlu sınır komşumuz olan ülke vatandaşlarının Türkiye’de 2017’de kurduğu şirket sayısı kaç biliyor musunuz?
Suriye 1.202 adet, İran 357 adet, Irak 186 adettir. Ülkemiz ekonomisinin içindeki toplam payları %23’tür.
Unutmadan! Suriyeli İşadamları Derneği de kuruldu.
Ben bu satırları yazarken Motorine 18 kuruş zam yapıldı.
*
AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklıyor: “23 projeye 135 milyar liralık süper teşvik!”
135 milyar TL teşvik tutarı değil yatırım tutarıdır.
Söz konusu teşviklerin çoğu zaten vardı. O sebeple sormak lazım, projeler nasıl finanse edilecek?
Yine mi döviz kredisi çekilecek?
Erdoğan yine aldatılmıyorsa, bu defa kendisi milleti aldatıyor olmalıdır.
*
Bu satıra geldiğimde dolar 4.15 TL oldu.
Ekonomi Bakanı Zeybekçi açıklama yapıyor; “Kura müdahele etmemek lazım!”
TCMB rezervi 1 haftada 4 milyar dolar azaldı. Kamu bankaları sürekli döviz sattı. Yastık altı dövizler uçtu gitti. Satacak fabrika da kalmadı. İstesen de müdahele edemiyorsun! Taşla sopayla mı müdahele edeceksin?
*
250 gramı 1 TL olan ekmeğimizin 50 gramı alındı, 200 gramı 1 TL oldu. Bunun adına da israfa son dediler. Göz göre göre %25 zammı gizlemeye çalıştılar.
*
Dış politika Arap saçına dönmüş bir vaziyette bulunuyor. Stratejik derinlik adıyla ortaya attıkları çukura kendileri düştüler, Türk milletine bedel ödetiyorlar.
Uluslararası arenada saatlik gündemimiz ve fiili müttefiklerimiz değişiklik gösteriyor.
Diplomasi de kullanılan dil kenar mahalle atışmasından bir üst seviyeye çıkartılabilmiş değildir.
İran ve Rusya ile poz verip ABD’ye Şeker Fabrikaları peşkeş çekiliyor.
Esad’a posta koyulup, Bilal’in gemileri Akdeniz’den İsrail’e yüzdürülüyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu durumun çok kısa bir özeti bu şekilde, Erdoğan hala saldırıdan, üst akıldan bahsediyor.
Velhasılıkelam dediği gibi ekonomiye saldırı olsun diyelim. Bunu Anadolu insanı yer sofrasında, güzinesinde fazlasıyla hissetmektedir. Peki Saraya bunun yansıması nedir?
Biz bunu bilmek ve görmek isteriz.
16 yıl önce bu sorunlar yaşanınca o dönemin koalisyon hükümetlerinin beceriksizliği oluyor da bugün yaşananlar nasıl oluyor da 16 yıllık tek parti iktidarının beceriksizliği ve basiretsizliği olmuyor?
Hiç boşuna kürek çekmeyiniz sayın AKP Genelkurmay Başkanı.
16 yıldır her kriz döneminin kod adı olan mağdur rolü artık Türk milletine sökmemektedir.
Yüce Türk milleti, mağdur edebiyatını kimin yaptığını da gerçek mağdurun Türk milleti olduğunu da artık çok iyi görebilmektedir.
Şimdiden uğurlar ola!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.