Öğretmenler günü kutlandı mı?
Dün 24 Kasım Öğretmenler günüydü. Çarşamba’da kutlandı mı? Bizde haberi yokta...
Sanırım Çarşamba’ da çoğunun haberi de yok. Neden diye sorarsanız? Sebebi zaten belli…
Bu yönetici Öğretmenlerin işi çok fazla başlarından aşkınmış ve acil yeni yönetici lazımmış bunlara…
Bu yönetici Öğretmenler, eğitimci Öğretmenine ne kadar değer verirse veya veriyorsa, Onların gününde de o kadar değer verildiği çıkıyor orta yere.
Yani Öğretmenler Öğretmenlere değeri kadar değer veriyor, değer katıyor.
Ha dün Belediye Meydanında Tören düzenlenmiş?
Miş diyorum neden miş biliyor musunuz?
Çünkü Öğretmenler gününün programını düzenleyenler de öğretmen. Haberleri yok muş…
Size bir hikâye anlatayım o zaman:
Bir gün bir memlekette bir okul bir başka okullarla bir konuda anlaşmışlar.
Birlik olup yabancı ülkelerle beraber olmak, tanışmak, kaynaşmak istediklerini, birbirleri ile eksik veya ileri olan yönlerini masaya yatırmak istemişler.
Bu okullar arasında öğrenciler, öğretmenler gidip gelmeye başlamış.
Bu Okulların idarecileri şehrin ileri gelenlerinden misafirperverlik konusunda da yardım istemişler.
Tabii Eğitimin patronları da her zaman olduğu gibi nasiplenirmiş bu ziyaretlerden.
Sonra misafirleri gezdirmeye, sağı solu dolaştırmaya kendilerini ve bölgelerini böbürlene, böbürlene anlatmaya başlamışlar.
Sonra bir gün misafirperver, birbirine saygılı olan, teşekkür kültürünü bile en uç noktada göstermek için bu misafirlerini bu şehirde ki birisinden yardım isteyerek yemek yedirmek, eğlendirmek ve hoşça vakit geçirmelerini sağlamak için yardım istemişler.
Bu şehrin güzel insanı neden olmasın yeter ki siz isteyin demiş.
Bizimkiler öğretmen ya, geleceğin nesillerini yetiştiren, bilgi, kültür velhasıl her bir şeyi öğrencilerine veren öğretmenlerimiz almışlar misafirleri kendilerine nazikçe yardım eden kişiyi bile davet etmeden gitmişler yemek yemeye.
Lokanta da oturup yemişler, içmişler, eğlenmişler ve çıkarken en azından bizim şehrin öğretmenleri gösterilen ilgi ve alakaya bile teşekkür etmeden çıkmışlar.
Yani, yemek verirken pür dikkat eden, misafirlere olmadık şekilde nazik ve sempatik hizmette bulunan Lokantaya ve çalışanlarına, sahibine de teşekkür etmeden çıkmışlar.
Sonra o yemek için yardım istedikleri kişiye önce şu kadar misafirimiz olacak deyip, son dakikada yok bu sayı daha fazla diyen ve ona da razı olan şahsa hiçbir latifede bulunmadan çekmiş keyiflerine bakmaya başlamışlar.
Şehirde bu misafirleri el üstünde tutup hizmet veren lokanta sahibi ve çalışanları kendilerine teşekkür edilmediği için üzülürken, diğer yandan da kendi kendine sormak zorunda kalmış.
Kim ödeyecek bu kadar masrafı?. Teşekkür bile etmediler neyse de bu masraf ne olacak?
Sonunda şehirde ki o misafirperver ve yardımsever şahsa, ulaşmışlar.
O kişi Efendim elbette ben ödeyeceğim. Bu misafirperverliğe biz sahip çıktık. Gelin alın masrafınızı benden demiş.
Lokantacı teşekkürü alamasa da yemek masrafını ve hizmetinin karşılığını fazlası ile almış.
Ama gelin görün ki lokantaya teşekkür etmeyen, hesabı masrafı sormayan Öğretmenlerimiz(!) bu masrafları ve misafirperverliğe olmayacak desteği veren kişiyi çağırmadıkları gibi teşekkür bile etmedikleri o kişi tüm masraflarını ödemiş.
***
Şimdi demem o ki;
Öğretmenler gelecek nesillerimiz olan çocuklarımıza iyilikleri, dürüstlükleri, erdemliliği, dostluğu, doğru ve dürüst olmayı velhasıl iyi olan her şeyi öğretirken,
Bizimkiler kendilerinin anıldığı ÖĞRETMENLER GÜNÜN de bile kendilerini, kendilerine özel olan günlerini unutuyorlar.
Törenlerine kimseyi çağırmıyorlar.
Sadece resmiyetten yırtmak için kendi kendilerine eğlenecek şekilde tören düzenliyorlar.
Sonra da bas bas bağırıp bizi unuttular diyerek yırtınıyorlar.
Ve böyle bir kafa yapısına sahip Öğretmenler gelecek nesillerimizi eğitiyorlar.
Bunlar yönetici oluyorlar. Kimin yöneticisi bunlar?
Neyin yöneticisi bunlar.
Yardım eden insana bile teşekkürü çok gören, kendi günlerini bile haber vermekten aciz olan, eğitim yerine yurt dışına çıkabilmek için proje üstüne proje üretip sonra da tatil yapar gibi ülke ülke gezme hayali kuran Öğretmenler.
Bu kısır döngü içinde bir Öğretmenler günü.
Haydi, gelin kutlayın…
Sahi dün belediye meydanında ve eğer yaptıysanız başka alanda ki törende ne yaptınız?
Bir şey mi saklıyordunuz ki kimseye haber vermediniz, ya da çok mu işiniz vardı da haber veremediniz.
Ben değil yardım sever insanlar artık sizden uzaklaşıp kaçıyor, bundan böyle kaçacakta…
Neden mi?
Kendini iyi yetiştiremeyen bir Öğretmen ve yönetici geleceği nasıl yetiştirecek korkusundan ve diyorlar ki:
Benden, bizden uzak olsunlar, Allaha yakın. Başka hiçbir şey istemiyorum.
Bu noktada iyi niyetli ve güzel eğitim aşığı Öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ bir kere daha kutlu olsun.
Güzel Öğretmenlerimden, iyi niyetli öğretmenlerimden özür diliyorum böyle bir yazı ile buluştuğum için.
Mantığım hala almıyor?
Bu öğretmenlerin sıkıntısı, sorunu nedir?. Bir teşekkür çok mu zordu?
Anladınız sanırım kimden bahsettiğimi.
Bu günlerde etrafınıza iyi bakın çözeceksiniz konuyu…
Mutlu yıllar güzel öğretmenlerimize….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.