Şeker, Kurban olmaktan kurtuldu-(mu)?
Başlığa bakınca hemen bizden bahsettiğimizi sanmayın. Bizim bahsettiğimiz 1976’lar da rahmetli Necmettin Erbakan’ın temelini attığı ve 1989 yılında yeniden hızlandırılarak son sistem ve modern cihazlarla hizmete açılan ÇARŞAMBA ŞEKER FABRİKASINDAN bahsediyorum.
Biliyorsunuz Ülkemizde tarım sürünmeye başladığı yıldan bu yana her geçen yıl biraz daha dışa bağımlı olmaya başladık. Benzin, Mazot, Otogaz, Doğalgaz vs, vs,vs…
Her şeyimiz dışa bağımlı. Daha kaç yıl oldu elektriğimizde bile dışa bağımlıydık. Şükür ondan kurtulduk. Tarımda son yıllarda (10 Yıllar oldu) önce şeker pancarına kotalar koyuldu. Peşine şeker pancarı taban alım fiyatları her yıl yükseleceğine aşağılara çekildi ve aksine ekim masrafı arttı. Tohumlar, gübreler, çalışan işçi ücretler vs,vs,vs..
Ve olan oldu. Bazı fabrikalar kar etmiyor denilerek sözüm ona tespitler yapıldı ve fabrikaların bataklık arazileri kurutulup bulunduğu bölgenin en gözde arazileri haline gelince ÖZELLEŞTİRME- GÜZELLEŞTİRME KAPSAMINA hemencecik alındı. Bunlardan birisi de ÇARŞAMBA ŞEKER FABRİKASI oldu. Şeker Fabrikalarını grup ve portföylere sokularak gruplar halinde satılmaya başladı.
Oysa Çarşamba İlçemizin tek ve ilk sanayi fabrikası her ne kadar art niyetlilerin İlçede kazanıp Samsun’da oturup orada yiyorlar ahkamları kesse bile ilçe esnafına ve yöre halkına her yönü ile maddi ve sosyal katkı sağlamaya başladığı inkar edilemez. Bunların yanında iş ve istihdam alanında da çok yönlü bir katkısı vardı. Son 2 yıldan bu yana şeker Fabrikamız satılma hayali ile çalışmıyor. Kotalarla önce Şeker Pancarı ekimi bitirildi sonra da zarar ediyor denilerek satışa konuldu.
Bu satışın hatalı olduğunu Çarşamba’ya büyük bir vurgun vuracağını haykırdık durduk. Bunu STK’larla, Siyasilerle Şeker-İş Sendikası koştura koştura haykırdı destek istedi. İlk yıllarında birazcık destek görüyormuş gibi görünseler de sonrasında onlarda elini çekti. Şeker-İş Sendikası İlçe Başkanları ve yönetimleri adeta kaderlerine terk edildi.
Onlar yılmadı. Bir avuç işçisi ve üyesi ile ve Şeker – iş Sendikası yöneticileri ile Ankara ve Çarşamba gibi diğer fabrikaların Sendikaları da yıllardır mücadele verdi durdu. Geçtiğimiz yıl ihalesi yapılıp AK-CAN şirketi 656 milyon dolara fabrikayı alınca herkesin yüzü asıldı, beklentileri adeta güller gibi solmaya başladı. Kısaca Şekerin tadı kaçırıldı. Ama onların tek umudu Başbakan Erdoğan’ın bu ihale ve özelleştirmeye imza atmayacağı ve adalette olan güvenleri vardı. Beklediler, beklediler.
Ve son haber onlara adeta Kurban Bayramında ŞEKER TADINDA geldi. Kurban Bayramı öncesi Şeker Fabrikasının özelleştirmeye Kurban gitmeyeceği müjdesi herkesi yeniden umutlandırdı ve heyecanlandırdı.
Şimdi bir daha deneme yapılır mı düşünceleri beyinlerin arkasında yaşıyor ama en azından bir süre daha fabrikaları ellerinde kalacak. Dünya savaşına giderken Türkiye elinde ki Şeker Fabrikalarını satarak kapatırsa Allah korusun ne olacağımız belli olmaz. Dışa bağımlılık kadar kötü bir olay yok. Eğer Suriye ile ciddi ciddi savaşacaksak bunun ilerisi daha karanlık.
O zaman Şekerimize de, elektrik baraj ve santrallerimize de velhasıl tarımımıza, ekim- dikim alanlarımıza- ekinimize, pirincimize ve hatta suyumuza sahip çıkalım. Ben Şeker-İş Sendikası yöneticilerine, Başbakana teşekkür ediyorum. İnşallah bu karar son karar olur ve fabrika yeniden kaldığı yerden devam eder. Aksi takdirde Kurban öncesi kurban olmaktan kurtulan Şeker kimse umursamazsa kurban sonrasında telef edilip gidecektir.
Bizden uyarması…
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.