Bu gün el insaf, biraz nefes alsınlar
Bugün yine ÇTSO dan dem vuracağımı sananlar. Bu gün el insaf bırakalım da ÇTSO yöneticilerimiz biraz nefes alsınlar.
Sanırım mesaj taa Ankara'ya, Başbakana kadar ulaşmıştır artık. Ulaşmadı ise, hala ısrarla bir işe yaradıklarını iddia ederlerse biz yine buradayız. Ki ediyorlar ısrarla. Ah bir de ÇTSO' da ki başkan ve yöneticilerimizin önleri kesilmese, bir de şu rakip görenler ortaya bir çıksa var ya!...
Elbette ki bu yazımla bu konuya son vermedim elbette ki devam edecek. Ama söz vermiştim. Bugün sizlere ÇTSO'nun proje ve çalışmalarının önünü kimin kestiğini, kimin rakip gördüğünü yazacaktım!.
Aslında, ilgili sandığımız kişilere sorduk: "İŞİMİZ OLMAZ" şeklinde enteresan cevaplar geldi. İnkar mı ediyorsunuz dedik. Kimsenin ne önünü kestik, ne de şunu yapıyoruz. Bunu yapıyoruz diye bize gelene de engel olmadık. Artı kimseye rakip olmak gibi bir düşüncemiz hiç olmadı. Kimse kendi yapamadıklarını, ilgilenmediklerini başkaları üzerine atmasınlar şeklinde devamı geldi.
Bunları çıkın açıklayın dedik. Bizim adımızı net açıkladı mı ki Başkan biz üzerimize alalım. Siz mi engellediniz, önlerini kestiniz veya siz nasıl ÇTSO'ya rakip oluyorsunuz dedik. Enteresan cevap geldi.
Bizimle mi yarışıyor ki rakip olalım. En başta kulvarlarımız çok ayrı denildi.
Harbiden yahu. ÇTSO Meslek Kuruluşlarının adına kurulmuş bir oda. Harbi başkana hiç aklıma gelmemişti sormak. Meslek Odalarının, Ticaret erbabının odasına kim neden ve nasıl rakip olurdu?
Düşündüm taşındım olsa olsa sadece büyük iş adamları engel ve rakip olabilirdi. Onlar da kendisinin üyesi ve desteğini verdiler. Bu işte bir bit yeniği var ama neyse uzatmayalım. Bu kadar yeter.
Ama ben kanmadım. Bu işin pardon bu köprünün altından çok sular geçecek. Göreceksiniz.
DERVİŞİN FİKRİ NEYSE, ZİKRİ DE O OLURMUŞ.
Bizim fikrimiz bizi temsil eden oda hala fiyasko içinde hala uykuda. Ben esnafa nefes aldırdıkları veya aldıracakları güne kadar resmen ne aidatlarımı ödeyeceğim ne de yazmaktan çekineceğim.
Herkes söylediğine, konuştuğuna, verdiği sözlerine dikkat edecek. Ondan sonra görevi ne ise onu harfiyen yerine getirecek biz de o gün susacağız. Aksi takdirde yemekler, uçuşlar, toplantılar bizi kandırmaaaz.
Biz sözümüzdeyiz. Ve hala konuştuğumuzu ne söylediğimizi çok iyi biliyoruz. Dostlarımız bizim daima dosttur ve olduğu gibi de kalacaktır. Biz dostlarımızı akşama kadar değil, ölene kadar dost ediniriz. Sıkışınca kullanacak dostlar edinmeyiz.
Yahu yine yazmayacağım dedim ama yine sayfa bitti. Neyse başka gün yazmayız artık. Bu günlük yeter sanırım...
***
Siyasette ne mi oluyor?. Ne olsun. Piyasa da abuk subuk sözler sürüyor gidiyor. Dana altında öküz arayan çok oldukça bu siyasette bana hiç haz vermiyor. Ama dengeleri size yakında yazmaya başlayayım diyorum fakat yok. Bu ilçede asla doğru yol göstermek iyi değil. O zaman susup herkesin suyuna gitmek gerekiyor. Bizde o su yolunu bulmaya çalışıyoruz. Anlayan anlamıştır her halde artık. Başka ne diyeyim ki...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.