Bu memlekete birlik ve beraberlik şart
Dün Çarşamba spor başkanını buldu gibi dedik ya!. Taraflı tarafsız herkes bir anda heyecanlandı. Herkes kendine göre bir şeyler konuşuyor, plan yapıyor, başkan arıyor. Kısacası herkes Çarşamba spor sevdalısı!. Ama en son ortaya atılan Cemalettin Durmuş adı etrafında olumlu hava eserken bazı kesimlerin hala çekimser ve sessiz kalması da bana göre çok manidar.
Sonuç olarak Cemalettin Durmuş’ a teklif götürenlere, Kongre süreci başlatılmadıkça ve belli bazı düşüncelerim yerine gelmedikçe aday olmayı düşünmüyorum ama diğer şekilde bu memleket bizim ve bu memleketin takımına sahip çıkmak bizim elbette ki görevimiz. Eğer bizi herkes istiyor ve destekliyorsa neden olmasın şeklinde cevap verdiği öğrenildi dedik ya!
Şimdi yönetim kongre kararını alıp almayacağı konuşulmaya başladı. Mesela aslında Çarşamba spor veya başkanlık değil. Çarşambanın en büyük derdi birlik ve beraberliğinin olmamasıdır. Çarşamba yıllardır hemen her alanda birlik beraberlik içinde yürüyemiyor. Hemen herkes ( ilçenin ileri gelenleri) Gelen bürokratını bile anında herkes kendi grubuna göre yönlendirme derdinde.
Mesela İlçeye Kaymakam, Müdür falan filan yetkili kim gelse gücü olan bir şekilde kendi yanına çekmeye uğraş veriyor ve bunu da başarıyor. Görüyoruz. Ya da o kişilerin mutlaka hatalarını yakalayanlar birilerini köşeye sıkıştırıp yıllardır kendilerine göre ayar çekiyorlar. Olmadı gücü ile bunları gerçekleştiriyorlar. Bu güç Parasal, siyaset veya bürokrasi gücü ile. Bu nedenle her gelene birileri kendi yanına çekmek için yırtınırken diğer tarafı yıkabilmek yanına çekebilmek için demediğini, yapmadığını bırakmıyor.
Mesela Ramazan ayındayız değil mi?
Ramazan ayında dargınlık, küskünlük, senci, bencilik olmaması gerek değil mi? İyi bakın herkes bir iftar adı altında yemek verme, yardım yapma derdinde.
Yemek veren herkesin davetli listelerini iyi izleyin. Ne Ramazan’la ne iftarla ne de hayırla hiç alakaları yok. Veren eli de, alan eli de kimsenin görmemesi, bilmemesi gerekirken,
Sözüm ona hayır hasenat ve iftar yemeği verenler çaktırmadan reklamını yaptırıyor. Kimse de çıkıp sormuyor. Hiçbir vatanda ta çıkıp; “Yahu be adam. Bu iftarı Allah için, hayır için verdim diyorsun da boy boy haberler, facede fotolar neyin nesidir?” İşin o kadar cılkı çıktı ki: Millet artık nerede ise yatak odasını bile faceden paylaşacak. Bakın bizim yatak odamız. Oldu olacak bu yatakta şöyle yatıyorum falan da yazın.” Utanmada, arlanmada, sınır kalmadı.
Velhasıl kurumlara, devletin idari ve STK olarak verilen iftarlara sözüm yok yok olmasına da, bu birinin yemeğine gidip, başkasının yemeğine gitmeyen ilçenin mülki, siyasi idarecilerine şunu söyleyip konuyu bağlayalım.
Ey yöneticiler: Siz önce halka hizmet ve halka yardım için o makamlardasınız. Kiminizi devlet görevlendiriyor, kiminizi halk oyları. Siz ayrımcılığı yaparsanız bu milletin sonu nice olur? Siz siz olun eğer gerçekten inançlı iseniz ayrım yapmadan, Allah için şu iftarlarda tarafsız olun. Terazinin kolları gibi dengeli olun. Benim adamım, senin adamın değil. Aksi takdirde bu memlekette birlik beraberlik olmaz. Çünkü bu birlik ve beraberlik sizin gibi art niyetli zihinler yüzünden, yöneticiler yüzünden sağlayamıyoruz.
Bu halkta uyuşuk, hiçbir şey okumuyor, bilmiyormuş gibi sizin önderliğinize itimat edip size inanıyor. Size inanan bu halka, millete yalan konuşmadan, sırtınızı dönmeden dürüst hizmet edin herkesin yanında olun. Makamlar, maddi güçler, siyaset güçleri gelip geçer ama o halka yüz yüze her daim bakmak durumundasınız.
Bu mantıkla yaptığınız her işiniz olmaz olsun. Sizin makamınız, koltuğunuz, paranız, gücünüz olmaz olsun. Önce olduğunuz makamı ve gücü Allah ve sonra da halk için adam gibi kullanın. Bu memleket birlik beraberlik içinde olsun. Aksi takdirde her gelen bir boyunduruk vurmaya devam edecektir. Sizler de birilerinin piyonu olmaya. Oysa dürüst ve adam gibi adam olmak en kolayı değil mi?
Belirttiğim gibi idarecisi dürüst olan, halka sırtını dönmeyen, herkesi ve herkesimi kucaklayan, eşit mesafede olan yönetici- idarecilerle birlik ve beraberlik olur. Bizimkilerse tam tersini yaparak bozan oluyorlar.
Bu olayların tersine dönmesi dileklerimle…
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.