Ramazan Ayının güzellikleri yavaş yavaş kendisini göstermeye başladı. Ama bu güzelliklerde AK Parti siyaseti sıcak havaya rağmen hala sıcak bir şekilde devam ediyor. Bana abes gelen tek yönü ne biliyor musunuz bu ziyaretlerin.

AK Partili Milletvekilleri sanırım Başbakan Erdoğan’ a hiçbir söz söyleyemiyor amma…

İşte o amma dan sonrası daha enteresan. Milletvekilleri güzel bir koz almışlar ellerine ortalıkta bir o yana bir bu yana savuruyorlar. Bu kozları ne mi?

“Muhalefet Yaz ayında tatile giderken biz sizlerin yanındayız”

Eh be Başbakanım.

Bırakın da garibim Milletvekilleri de bir yaz tatili yapsınlar. 550 Milletvekili koskocaman bir yıl içinde TBMM masalarında uyuklaya uyuklaya sabahlara kadar kanun geçirdiler, bütçe onayladılar çok yoruldular. Sizden daha çok çalışıyorlar(!?) Muhalefet yaz tatilinde denizde yüzüyor, sizin yaptığınız da iş mi?. Sizinkilerin canı yok mu?. Onlar da 8-10 bin lira almıyorlar mı? Onlar da insan, onlarda denizde, dalmak, yüzmek istiyor. Bırakın onlarda yüzsün, serinlesinler. Siz çalışıyorsunuz, muhalefet tatilde hayatını yaşıyor. Bu vekiller ne zaman tatil yapacak ki.

İşin gırgırı da olsa bu, alınması gereken ders aslında muhalefete olmalı bu noktada. Muhalefetin hiç iktidara gelme heyecanı çalışması yok. Onların da çoğu tatilde değil ama onlar da diyor ki: Biz yaptığımız hayırları gösteriş içinde yapmıyoruz. Biz hayırları halka, Allah için onun emirleri ile gizli yapıyoruz. İftar yemeklerini Show alanına çevirmiyoruz diyerek kendilerini savunuyorlar. Hangisi haklı derseniz iki siyasetin ikisi de HAKSIZ. Bırakın Milletvekillerini Tatile çıkartın olsun bitsin. Özlemleri sona ersin.

Millet kan ağlıyor, vergiler, ödemeler, işsizlikler, alacaklar, verecekler, zamlar, faizler, ektiğinin karşılığını alamayanlar ölmüş, iflas etmiş kimin umurunda ki!.

Milletvekilinin maaşı 8-10 bin lira olmuş. Adamlar halktan aldıkları oylarla oraya gidip halkı temsil ederken çok yorulmuşlar. Bırakın tatile gidip yüzsünler. Nasılsa bu halk gelecek seçimde kimi tatile çıkartacak, kimi bağrına basacak çok iyi biliyor. Bundan sonra isimler de para etmeyecek gibi görünüyor.

***       

İşin daha başka bir garip tarafını size izah edeyim mi. Fuat Köktaş farkı bu işte.

Köktaş İlk İl Başkanlığı döneminde tüm Milletvekillerini nasıl köylere saldı ise, bu yıl seçilmesi ile birlikte yeniden onları unuttukları köy yollarına uğurladı. Şimdilik tam köy yollarına tek Çağatay Kılıç dalıyor ama yakında hepsi girmek zorunda kalacaklar. Görün de bakın. Başkan Köktaş mı?. Kendisi de son gaz köy, ilçe, il genelinde ki işleri takibe devam ediyor. İl Başkanı farklılığı işte bu olsa gerek.

Yani Başbakan Erdoğan’a layık, onun kafa yapısı ile çalışan, partisine faydalı olan Köktaş, yıllardır kafasına göre hareket eden, İl ve İlçe teşkilatlarını kendilerine göre evirip çeviren Milletvekillerini yeniden sahaya sürdü. Kim kazanır bu işten. Elbette ki AK Parti kazanır.

O nedenle hiçbir AK Partili Milletvekili ağlamasın. Bu ağlamadan öte başka bir özlem değildir. Ne diyor bizim acar ve naçar vekiller: “Biz çalışıyoruz, Muhalefet tatilde”.

Oysa fark işte bu noktada gizli… Kim halkın içinde olursa, o iktidarda oluyor. O nedenledir ki 9-10 yıldır oylarını arttırarak iktidarı AK Parti kimseye kaptırmıyor. Yani bu ne demek oluyor.  

Köktaş geldikten sonra, Uyumak, yatmak, tatil yapmak, uyuşukluk etmek, kafasına göre ben istersem yaparım olayı bitti. Ve ne başladı biliyor musunuz?. Tatil, gezmek, tozmak, özel işler yok, çalışmaya, AK Partiyi yeniden daha güçlü iktidara taşımak için durmak yok yola devam”. Tabi bizim vekiller nereye kadar yerse…

Ne dersiniz?

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın