Bazen kaleme aldığım yazılardan ötürü,
Bahse konu yetkililer veya kişilerin,
Zarar görmesinden korkarım.
Çünkü ayarım olmaz.
Ama daima adaletten, kanundan, edepten
Asla taviz vermem.
Yıllardır emniyet, jandarma, yargı, bürokrasi,
Zarar görmesin sıkıntı yaşanmasın diyerek.
Çok acı çektim geri adım atmış gibi oldum.
Ama hiç bir zaman korkudan değil,
Devlet yetkililerinin sıkıntı çekmemesi için yaptık.
Pişman hiç değiliz olmadık.
Pişmanlık duyacağımız işi yapmadık,
Yapmayız, yaptıramayız da...
Şükürler olsun ki bilen bilir...
Kimsenin ekmeğine, işine, aşına, namusuna,
Yan gözle bakmadık.
Yalandan, riyadan, sahtekarlıktan kaçtık.
Maddi ve manevi olarak çok acı ve sıkıntı yaşasak da,
Bazen topladığımız 3-5 dost bize miras oldu.
Buna can kurban.
Gündeme bakınca şaşırıyorum.
Son 15 yıldır yazmayan, görmeyen, ses vermeyenler,
Birden bire ülkede dürüstlük abidesi olmaya başlamış. 
Ekmekten, namustan, doğruluktan dem vurmaya başlamışlar.
Geçin beyler geçin.
Beleşe belediyelere, Milletvekillerine sırtını dayayıp,
Bal börek yerken susuyordunuz ya!?
Bu günlerde yaşadıklarınızı onlara sayın.
Bizim ekmeğimize kan doğradıklarınıza sayın.
Kimisi babadan kalana ihanet ettiğini çekiyor,
Kimisi devletine karşı çıkmasını,
Kimi yaşananlarla kazandıklarını veriyor.
Kimisi helal kazandığını üstüne çöküp,
Aldıklarının diyetini ödüyor.
Yani Allah yapanın yanına kar bırakmadı bırakmıyor.
Herkes şimdi bir daha düşünmeli.
Yeniden hata yapmamalı.
Ülke siyaseti ekonomisi berbat halde.
Mesela dün AK Parti Samsun il' de,
Bazı ilçe teşkilatlarında yenilenmeye gitti.
Adı yenilenme ama asıl olan,
Teşkilat ile belediyelerin koordineli ve birlikte çalışabilmeleri.
Yani anlaşabilme ve birbirini çalıştırma yetisi,
Olayını sağlamlaştırmaktı.
Bu vesile ile Yakakent ile Canik,
İlçe teşkilatlarının görevine son verildi.
Başka ilçeler gelir mi?
Hiç belli olmaz...
 AK Parti ve MHP teşkilatlarını yeniliyor.
Hedefte erken genel seçim kaçınılmaz...
Gibi görünüyor.
Kim ne derse desin.
Bu arada basın da şekilleniyor.
Kimse kusur bakmasın ama,
Yandaş ve susan basın,
Bir gün sıranın kendine geleceğini unutan,
Basın da sözüm ona çalışanlar.
Lastiği patlamış araç gibi piyasaya çıkıyor.
Düşünün...
İstanbul Belediyesinde 50 medya personeli. 
Gazete ve matbaalar mühürlenirken susan,
Tüm yayın ve yerel medya ve içinde,
İBB'nin de 50 gazetecisi neredeydiniz?
Neden o günlerde sesiniz çıkmamıştı?
Maaşı alıp iş yapmak kolay,
Çıkın meydana tırnaklarınızla kazıyarak,
Kazanın ekmek paranızı.
Gazete ve tv'ler de kendileri tırnakları ile,
Kazanın paraları görün.
Medyanın tadını da, gücünü de, zorluğunu da.
Şimdi çıkmış kınıyorlar.
Neyi kınıyorsunuz?
Siz dün kendi meslektaşlarınız yok olurken,
Susuyordunuz.
Şimdi size el - kol uzanacağını mı sanıyorsunuz?
Mesele neymiş anladınız mı?
"O yılan bir gün mutlaka gelip sizi de sokacaktı!?
Soktu!.."
Dokunmadığı sürece yılan bin yaşasın devri bitti.
Anladınızsa ne mutlu size.
Anlamadıysanız...
Mesleğe bu günden itibaren;
HOŞ GELDİNİZ...
Darısı diğer suskun, sessiz korkak,
Medya çalışanlarına...
Şu sloganla son vereyim:
"Cesaretsiz ve korkak toplumlar, yok olmaya mahkumdurlar."
Bunu boşuna demedik.
On yıllardır yapılan zulümlere;
Sesini çıkartmayan korkaklar,
Bu gün neden ayağa kalkmış
Höykürüyorsunuz?
Hiç üzülmedim ki...
Aynı şekilde basınI temsil ettiğini savunan,
Birilerinin güdümü ve,
Egosundan kurtulamayanlar:
SIRA SİZDE UNUTMAYIN...
Dürüst ve onurlu çalışan,
Tüm meslektaşlarıma:
MERHABA...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın.