Önemli olan dik durmak ve yılmamaktır!
Bu hafta sonu sanırım ki 12 Haziran 2011 Genel seçimlerinin nasıl bir atmosferde geçeceğinin ilk işaretlerini görür gibi olduk. Aslında her iki seçimi de gündemime almayı hiç düşünmüyordum.
Ama yıllar sonra ilk defa bir seçimde fikir beyan etmeden, tam suskunluk içinde dışarıdan bir seçim izleyerek güzel bir ortamda oluşan, gelişen olayları çıplak ve tarafsız gözle izledim.
Diyebilirsiniz ki; daha önce ki seçimlerde taraf mıydın?
Asla!...
Bu sözü diğer seçimler öncesinde çok yorumlar yapmam nedeni ile söylüyorum. Bu seçimlerde yorum yapmadım. Ama bazı aklı evveller bizi işin içine çekmeye çok uğraştı, nafile...
Çarşamba değil ama Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti kongresi öncesi, kongre günü ve sonrasında da hiçbir yorum yapmayacağım.
Bu iki seçimden Çarşamba Ziraat Odası Başkanlık seçimini izledik ve yeni, genç ve değişim sloganı ile yola çıkan Cemil Tarım’ a karşılık, mevcut başkan İsmail Güngör ve ekibinin mücadelesi sahnelendi.
Herkes bir şeyler söylüyor. Beni bağlamaz. Kazanan hep haklıdır.
Ama kaybedenlerin sakince oturup NEREDE HATA, yaptıklarını çok iyi düşünmesi gerekir.
Odayı bırakıp Cemiyetimize geçelim.
Gazeteciler için tam bir sürpriz oldu bu seçim. Aslına bakarsanız çok yönlü sürprizler oldu.
Önce hiç kimse ile diyaloga girmedim, girmedik. Son akşam bir büyüğümüzle kısa bir hasbi hal ettik o kadar.
Orada da durumumuzu ortaya net koyduk.
Dün Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı salonuna gittiğimde çok değişik, çok enteresan görüntülerle karşılaştım. Sadece şunu belirteyim ki; Dünkü 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyet seçimlerinin sonucunu bence İlçeler belirledi.
Daha düne kadar ilçeleri görmezden gelip sadece belirli çevreleri yanında isteyenlerin aksine ilçeleri de yanına alan kazandı. Hem de rakipsiz olarak…
Ha bu yeterli mi?
ASLA…
Çünkü bu yönetimin verdiği sözleri tutması için taş koyacaklar da çok, sorun ve sıkıntıları çözmesi için yardım isteyeceklerde…
Mesela bizim sorun/ sorunlarımız hala devam ediyor.
Bu sorunlarımızı çözemedikleri takdirde çok başları ağrıyacaktır.
İki söz söyleyeyim.
“Başı ağrıyan yılan yol kenarına çıkarmış”
Bir başka deyimle ise;
“Ağrımayan dişe pense vurulmazmış!”.
Neyse sürpriz oldu dedik ya!.
Dünkü seçimlere gidince ilçelerde ki gazetecilerin de yönetim kadrolarının bir yerlerinde olduğunu gördüm. Hasbel kader bizi de listeye yazmışlar. Sağ olsunlar.
Havalara girmem mi lazım düşünüyorum!.
Ama yok, giremem. Neden mi?
İnandığım, düşündüğüm ve dile getirdiklerimi sadece bu listede başlangıcını gördüm.
Tünelin ucu hala karanlık, çünkü bu yolda çok diken var,
Biz bu yolların temizlenmesi için taraf olabiliriz, aksine diken olmak için değil, dün olmadık, bundan sonra da olmayacağız.
Ama bir insanı sevindirmek güzel, güzel de önümüzde ki günler nelere gebe bende merak ediyorum. Listede olmak önemli değil. Her daim dile getiririm.
Önemli olan dik durmak ve yılmamaktır.
Bunu başaranlar başarılarını sürdürmeye devam edecek demektir.
Yıkılanların yıkıldıklarını her zaman gördük, görmeye de devam edeceğiz.
Yeter ki insanın içi de, dışı da, dili de, fikri de bir olsun.
O zaman aşılmayacak engel yoktur.
Her iki başkan ve yöneticilerine başarılar diliyorum.
Şimdi çiftçiler ayrı, Gazeteciler ayrı iş ve destek istiyor.
Ama hepsinin hedefi aynı!?.
Ekmek parası. Kimsenin adamı olmak değil, ekmeğinin adamı olmak istiyorlar. Bunu veren her zaman kazanacaktır, kazanmaya devam edecektir.
“HEP BANA RABBENA DİYENLERİN DEĞİL…”
Eski şatolar bir bir yıkılıyor, yıkılma nedenine iyi bakın.
Bizans yıkılmaz deniyordu, neden yıkıldı?
İçten neden insan yıkılır iyi bakıp görmek lazım.
Demek ki “ÇAMUR ATILARAK, GEMİ SUYA İNMİYOR Kİ GEMİ YÜZEBİLSİN”. Çamur dönemi bitti, çamurlar artık iz bırakmıyor. Değil mi?...
Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.