Siyasetin medyacılık oynaşan altın çocukları!
Hayatımız her geçen gün zorlaşıyor mu?
Yoksa teknoloji bizlerin hayatını daha mı berbat hale getiriyor.
Mesele çok karmaşık…
İşte bu noktada dün yanıma gelen bir dost enteresan bir soru sordu?
Verdiğim cevapta dedim ki;
“Eskiden teknoloji yoktu ama daha mutluyduk. Akşamı zor ederdik.
Şimdi teknoloji çok üst seviyede ama akşam olduğunu anlayamıyor, hayatı yakalayamıyoruz.
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırırken aynı zamanda insanlığımızı bitiriyor.”
Çok doğru değil mi?
Bakın bir nesil geliyor? İyi bakın Teknoloji nesli.
Bu nesil önce atari denilen oyun aletleriyle, sonra tabletler.
Şimdi cep telefonları ile beyinleri uyuşturuluyor.
Bu nesil Türklüğünü, Müslümanlığını, Türk örf, adet ve geleneklerini bilmiyor.
Varsa yoksa teknoloji, sözde eşitlik, demokrasi ve özgürlük vs vs vs…
Aynı apartmanda oturan komşularını zaten kimse bilmiyor, tanımıyor,
Gelen nesil adam gibi büyüğünü, küçüğünü, ana baba ve aile kavramını bilmiyor.
Bırakın anne – babayı çoğu anne, baba kardeşlerin ne iş yaptığını, nerede olduğunun,
Nerede çalıştığını, neye hizmet ettiğini, nerede ise yakında yaşayıp yaşamadığını bilmeyecek.
Dini öğreten imamlar kendi havasında, gerçek İslamı hatırlayan sayısı belli değil.
Siyaseten tutup isteği için müezzinden Müftü yaparsan, imam işe yaramaz hale getirirsin,
O nedenledir ki; “İmam os… sa, cemaat s…” diye boşa dememişler.
İşte o gün millete gerçek dini adam gibi öğreten kalmaz.
Sonra siyaseten layık olmayanı makamlara getirirsen, adam oturur oturmaz kalkar lideri ile dalga geçer.
Kısacası;
Ülkemizde ki teknoloji çılgınlığı her alanda hovardaca ilerliyor.
Dayatılan teknoloji Türklüğümüzü, örf, adetleri, gelenek ve görenekleri ve insanlığımızı bitiriyor.
Bu hızlı kötü gidişata “Dur” deme vakti geldi!.
Milli Eğitim, Diyanet ve elbette ki en çok da Hükümetimiz.
Bu Milletin değerlerini hatırlatacak yeni projelere yelken açmak lazım.
Bu Milleti özüne döndürmek lazım…
Ve kısaca özeti: “Herkes görevini yapsın.”
Kamyoncu şoförlüğünü, imam imamlığını, Doktor, Doktorluğunu yapmalı!..
Nereden çıktı şimdi bu diyorsanız?
Yarın “10 Ocak Çalışan Gazeteciler” günü.
Normal medyanın (basının) içine eden bazı kesimler acil oturup düşünmeli!
Medya neredeydi, nereye ve ne duruma geldi. İyi mi kötü mü oldu hatta suçu kimde!?
Medyayı kötüleyenlerle, Reisin haberi yok diyenlere diyorum ki;
Geçin bu martavalları. Camii de cemaat, “Niyet ettim namaza, uydum İmama!” diye niyet eder.
Hiçbir cemaat uydum müezzine diye niyet almaz.
Özellikle en kısa sürede İnternet medyası ve sosyal medya çılgınlığını,
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan mutlaka ve çok acil önlem almalıdır.
Kanunla düzenleme yapılmalı; “Önüne gelen medyacılık oynamasın.”
“Ekmeğimize; vergi, borcu yoktur yazısı ve siyasetin medyacılık oynaşan altın çocukları” kan doğramasın.
Gerçi “Allah herkesin ameline göre muamele eder” derler.
Yarın ülkemin dört bir yanında medyada boy gösteren gerçek emekçilerin yanı sıra,
Sosyal medyada, resmiyeti olmayan cep telefonu görüntü yayınlayanlarıyla tanınan altın çocuklarla;
Haber metni yazamayanları, hiçbir kanuna, resmiyete dahil olmayanları,
Gerçek emekçi, vefakar, cefakar vergisini veren, haberinin tepkisini mahkeme salonlarında yada,
Tehditler altında yapan gerçek meslek erbapları ile,
Elinde ki gücüyle aynı masaya oturtanları iyi izleyin.
İzleyin ve varın gerisini siz düşünün…
Mutlu ve (sağ)lıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.