Malum Karadeniz her yıl yağış nedeni ile maddi manevi zarara uğramaktan,

Yerel ve üst yöneticilerse bu zararlara kalıcı ve çözüm yollu çalışma yapmamakta,

Adeta hem ısrar eder hem de görmezden gelmeyi sürdürüyorlar.

Gelmeye de devam edecekler gibi görünüyor.

Malum Ordu ilimizde iki gün önce,

Yaşanan doğa olayı, afad neticesinde,
8 köprü ve ana yollar tahrip oldu yıkıldı.

Ordu'dan öteye karayolu ile adeta ulaşım yok...

Bu olayı birilerinin artık mutlak surette anlaması şart.

***

Samsun' da bu güne kadar yağış yok, afad yok.

Şükür şimdilik yok, olmasında.

Ama önlemler noktasında,

Başta Vali ve il yöneticilerinin nasıl önlem aldıkları merak konusu!?

Henüz KPSS sınavında sınıfta kalmış bir Samsun örneği ortada iken...
Yeni ve Allah korusun olası bir afad için önlem almak varken,

Bizimkilerin ne yaptığı ortada!!!

Bizimkiler de gündem lay lay lom.

Allah korusun bir afad olursa bizi ve onları da kimse kurtaramaz...
Tam bu noktada aklıma takılan
Afad'la birlikte önümüzde Kurban Bayramı var.

Ordu' da Fındıklar sele gitti.
Ordu'lu ve hatta yer yer Samsun'lu çiftçiler de fındık mağduru.

Çarşamba ve bu bölgede fındık yok,

Ekonomi dip yapmış iken,

Kurban bayramı öncesin de ülkemizin Doğu ve Güneydoğusunda da,
Kurban Bayram hareketliliği başladı.

Malum geçen yıl bayram öncesi sınırdan geçmek isteyen Suriyeli'ler.

Mehmetçiğe taşlı sopalı saldırmışlardı.

(3 Ağustos 2017 Türkiye'den suriyeye gitmek isteyen mülteci sığınmacılar askere saldırdı. HABER LİNK İLEYİN: https://www.haberexpres.com.tr/sifir-noktasinda-catisma-90v.htm )

Henüz o olay unutulmamışken, o görüntüler geçen gün sosyal medyada yine hatırlatıldı.

Böylesi sıkıntılarla gerilen ülkem hakkında BM'den yine provokasyonluk bir açıklama geldi.
BM, Türkiye'ye: Kapıları açın yeni Suriyeli mülteciler geliyor"  demesin mi?
(https://odatv.com/bmden-turkiyeye-kapilari-acin-yeni-suriyeli-multeciler-geliyor-09081850.html)
Haydaaaa.
Bayram geliyor ama bu gün bayram değil, seyran değil,
"Enişte niye beni öptü?"
***
Suriye'de ki önceki savaştan kaçan Suriyelilerden sonra,
Şimdi yine BM'den bir ne idüğü belirsiz olan Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Danışmanı Jan Egeland;
Suriye'deki potansiyel yeni savaş alanında 4 milyonu aşkın sivil bulunduğunu söyleyip bunları Türkiye'nin almak zorunda olduğunu iddia etmiş.
Biz geçmişte 3 milyon Suriyeli vatandaşı ülkemize aldık sahiplendik.
Besliyoruz, bakıyoruz, maaşını da veriyoruz.
Ancak bu bize "besle kargayı oysun gözünü" olaylarını da yaşatıyor.
Bu Suriyelilere Müslüman dedik, bizimle etle tırnak dedik ama,
Onlara kapımızı açtık bağrımızı açtık onlar ne yaptı?
Askerimize, Mehmetçiğimize geçen yıl taşlı sopalı saldırdı.
Ülkeleri işgal edilirken kaçanlar,
Mehmetçiğe saldırmaktan geri kalmadı.
Bu da net gösteriyor ki; her yönü ile,
Suriye'de ki iç savaşın tüm yükünü de, sıkıntısını da Türkiye çekiyor.
ABD'nin Türkiye'ye ambargo, tehdit, şantajları yetmezmiş gibi,

BM de ABD'nin arka kapısında ki bağlı duran yaratıkları gibi,

Seslerini yükseltmeye başlamışlar.

Almanya ve diğer BM ülkeleri Suriyeliler için verdikleri sözlerle birlikte,

Ülkemizde oluşturmaya çalıştıkları iç kaosu bilmiyoruz sanki.

Hem verdikleri sözleri yerine getirmiyorlar,

Hem de Türkiye'ye diz çöktürmeye kalkıyorlar.

ABD ve onun ARKA BAHÇESİ BM ve Avrupa...
Bu ülkeye tehditleriniz, ambargolarınız tırıs gelip tırıs gider gider de...

Bu Millet ayağa bir kalkarsa; Viyana kapısından öteye gider, unutma...

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...