“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
' Tarih ' i ' tekerrür ' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Rahmetli Mehmet Akif Ersoy’un böylesi mısralarla başlamak istemezdim! Çünkü dün 100. Yılını kutladık: sözde CUMHURİYETİN…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu günler için mi!? Silah arkadaşları ve yorgun, bitkin yemeye ekmeği bile kalmamış bir milletle,
Hatta hatta özgürlüğü elinden alınmaya çalışılan, düşman postallarının gezinmeye başladığı, Osmanlıdan kalan son toprakları savunmak için,
Fırtınalı Karadeniz içinde küçük bir taka misali gemi ile yorgun ve sıkıntılı yolculuk sonunda atmazdı o ilk adımı Samsun’ da…
O bu gün bizim, sizin, sözüm ona kendini TÜRK diye övünen oysa farkında olmadan veya bile bile Siyonist ve emperyalistlerin,
Kirli sözlerini, oyunlarını Türk Milletinin kanları ile kurduğu Cumhuriyetin 100. Yılında, böylesi vurdumduymazlık, böylesi keşmekeşlik içinde Kutlamazdık.
Şimdi sizce Cumhuriyetin 100. Yılını iyi mi, güzel mi, harika mı kutladık. Hadi diyelim emek verildi bir şeyler yapıldı.
Peki Cumhuriyeti bu millete en iyi anlatacak, öğretecek ve aktaracak Milli Eğitim camiası nasıl kutladı.
Kimse kusura bakmasın. Biz gelecek nesillerimiz dediğimiz çocuklarımızı, torunlarımızı eğer bu günkü Milli Eğitime böyle teslim ediyorsak; ETMEYELİM.
He vallahi bu Milli Eğitime de, Bu Diyanete de geleceğimizi teslim etmeyelim. Çünkü Eğitimi temsil edenler REZALET… Eğitime alındığı iddia edilen Öğrenciler onları görünce onlarda FELAKET…
Akif Ersoy!? Adeta eğitim camiası yöneticilerinin gözlerine soka soka bakın ne demiş:
“Beraber ağlamazsın, sonra, kör dersin, sağır dersin.
Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!
Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren?
Bırak tahsili, evladım, sen ilkin bir haya öğren!”
Ne demek şimdi bu!? Pazar günü Çarşamba Suni Çim saha da 100. Yıl Kutlamalarını sözüm ona GURURLA(!) ŞEVKLE KUTLADIK!?
Öyle mi? Hiçte öyle değil!!!
Bizim zamanımızda Devlet ve Millet olmanın temsili olan Resmi Bayramlarımız törenlerimiz öylesine GURUR, ONUR VE HEYECANLA CİDDİYETLE KUTLANIRDI Kİ!?
Öğrenciler, Öğretmenler, Askerler vs vs vs. Herkes ciddi ve bir Milletin Özgürlüğe, Kendi topraklarına kavuştuğu günlerin onur ve gururuna eş değer hazırlıklar yapılırdı.
İş ciddiye alınırdı.
Dün sözde 100. Yıl kutlamalarında eğitim camiasının fotoğrafını çektik. Yerlere geziniyordu hatta sürünüyordu hem de hemen hepisi! Öğrencisinden, Öğretmenine, Öğretmeninden, yöneticisine kadar… Kızan kızsın umurumda bile değil.
Eğitim camiasının çivisini çıkartmış sözde yöneticiler ve berbat bir sistem varken, gelecek nesilleri silaha, kılıç kalkana, kimyasal silaha gerek kalmadan düşmanla savaşmadan elimizle zaten teslim ediyoruz. Kimse farkında değil yada görüyor umursamıyor: “VATANSIZ KALMAYI GÖZE ALARAK.”
Öğrenci törene katılmış boynunda kulaklıkla müzik dinliyor tören geçi yapıyor işin ciddiyeti ile işi yok. Öğretmenler daha berbat. Çoğu saç, sakal öyle bir görüntüde ki!? Tek tip giyim beklerken İngilizlerin kostüm partisine gidercesine yelek, sakal, şekil şekil tipler sorsan baksan sözde Öğretmenler!???
Yetmedi o Öğretmen öğrenciye rehber olacak, örnek olacak ya! Önce giyim kuşam, sonra sen gelecek nesillerin eğiticisi, örnek idolü isimsin.

Ahh Osman Teber hocam ahhh! Bize attığınız o tokatları keşke bu günkü Öğretmenlere ve Yönetici olanlar ile Milli Eğitim Bakanı olanlara da siz ve sizin gibi Öğretmenlerimizin hepsi vakti zamanında iyi atsaydınız.
Bu günkü siyasetçisi de, Öğretmeni de, Eğitim Yöneticileri de, Turnusol gibi özgürlük, demokrasi, sahte laflar ile Televizyon, Teknoloji dediğimiz çukurun şirretliğini aldığımız, ama eğitimini görmediğimiz telefon, televizyon, sosyal medya denen meret rezillik yuvasının egolarıyla yetişen bir nesile izin vermezdik.
Kısa ve özü şu ki; 100. yılımızı 100 yıllık çınara uygun ve şehidini, gazisini bu topraklar için gelecek için hayatını kanını akıtanlara yaraşır ve yakışır kusura bakmayın KUT-LA-YA-MA-DIK.
Suç senin, benim değil önce Milli Eğitim Bakanlığı ve birimleri ile tüm yöneticilerimizin. Veee artık ne olur, Atatürk ve silah arkadaşları ile kavgayı, sidik yarışını bırakın. Çünkü Selçuklu da, Osmanlı’da, Cumhuriyet’te bizim. İnkar eden Haindir, ihanet içindedir.
Atatürk’ü anlamayın ama dilde uzatmayın uzatanı istediği topraklara gönderin. Bu ülke içinde ki hainlerden çektiği yeter. Keşke 100 yılı hak ettiği şekli ile kutlayabilseydik. Sahi biz 100. Yılı kutladık ama hala 10. Yıl Marşına sığınıyoruz.
Eyy eğitimciler 100 yıl marşı besteleyecek kadar da mı yeteneğiniz ve bilgi donanımınız yoktu. Yani yine suç sizde! Yeter artık kendinize gelin YETER…
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…