Hep basın mı suçlu anlamadık!?
Evet, dün 10 Ocak 2012 Salı idi. Normal bir gün sayılabilir çoğusu için. Ancak bizim için anlamlı ve bir o kadar da önemli bir gündü.
Çünkü 1962 yılında yani tam 51 yıl önce 10 Ocak tarihi Çalışan Gazeteciler Günü olarak ilan edilmiş ve 51. Yıl kutlaması vardı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü hatırlayarak bir gün öncesi akşamından itibaren, mesaj çekerek, telefonla arayarak, çiçek göndererek günümüzü kutlayan herkese kucak ve yürek dolusu sevgilerimizi sunuyoruz.
Dün ayrıcalıklarımız da oldu elbette ki.
Özel Yeşilırmak Dershanesi Kurucusu ve sahibi Alaettin Sarı hocam gazetemize gelerek personellerimizin ve bizlerin gününü bizzat kutlayarak yüreğimizi okşadı. Kendisine ve kurumunda ki tüm personellerine binlerce defa teşekkür ediyorum.
Mesela İlçede basın dalında görev yapan, emek veren Gazeteci, televizyoncu, radyo sahibi ve çalışanlarına AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Köse ve yönetim kurulu üyeleri sabah sabah bir jest yaparak kahvaltı düzenledi. Konu kahvaltı verilmesi değil, böylesi yılda bir kere dahi olsa bu mesleğe her anını vermiş, emektar, vefakar ve cefakar basın mensuplarının hatırlanması ve hele de bunu bir yemekle, kahvaltı ile bir araya getirmesi ilçede bence bir ilk olarak tarihe geçmesi gerekir.
Basın Başkan Köse’nin deyimi ile çoğunun dile getirdiği gibi 4,5 ci güç değil birinci güçtür. Hele ki bu mesleği Çarşamba’ da yapıyorsanız güçlükleri ve sıkıntıları daha da çoktur. Bunu bilen ve hiç olmazsa yılda bir kere dahi olsa hatırlayanlara ne kadar teşekkür etsek de azdır.
Kaldı ki basın Çarşambamızda hep hor gözle görülmüştür.
Bunun bazen sorumlusu ve nedenleri belki geçmişte yaşanan olaylardır. Hep basına bu ilçede ön yargılı yaklaşılmaktadır. Bunu değiştirmek çok zor demiyor imkansız diyorum.
Çünkü haberci haberi yaparken mutlaka dengelere, söz hakkı doğan insan veya kurumlara söz hakkını vermek zorundadır. Yani basın hiçbir zaman yargısız infaz yani doğru olmayan, tek taraflı haber yapmaz, yapamaz. Ben bunu bilirim ve bunu ilk günden bu yana ilke edinmişimdir.
Ancak bu İlçede öyle bir saplantı var ki?
Birilerine söz hakkı vermek için aradığınız anda yandınız. Çünkü bir itham varsa ortada bu ithama mazhar olan kurum veya kişileri aradığınız anda hemen akıllara pislik getiriliyor. Bunu bir türlü çözemedik.
Çoğu Basından korkmamız gerekir diyor. Peki iyi haberleri çıktığında iyiyiz de, eleştirisel haberlerde, eksikleri açığa çıkartan haberlerde neden hemen tu kaka adamlar oluyoruz hala anlamadım, anlayamadım.
Mesela bu günlerde birkaç özel haber peşinde koşturuyoruz. Bu haberleri en ince ayrıntısına kadar bilgilenerek yapmak ve hatta bilgi ve belgelerine kavuşabilmeye uğraşıyoruz. Bu nedenle de mecburen bazı kişi veya kurumları arıyoruz, gidiyoruz. Dedik ya beyinler kirli diyerek. Adamlar hemen sorumuzu yöneltir yöneltmez, tepkilerini, bazı şahısların adını zikrederek bizlere gönderme diğer adı ile tehditlerini yönlendiriyorlar. Hemen akabinde ise “Yok efendim reklam istemişiz de vermemişler ondan haber yapıyormuşuz”.
Yahu kardeşim gazetemde reklam koymaya yerim mi yok ki böyle bir yola gideyim. El insaf, el insaf. Siz hiç hata yapmaz mısınız? Hatanızı, eksiklerinizi neden görmezden geliyorsunuz. Neden cevap vermektense iftira, tehdit yoluna gidiyorsunuz anlamadım gitti. Bunu bir şekilde bitirmemiz gerekiyor.
Bunu da önce zaman gösterecek sonrasında okuyucularımız olarak sizler göreceksiniz sanırım.
Ne diyelim Allah akıl fikir versin.
Sağlıcakla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.