Şu Çarşamba’yı anlamak çok zor iş. Çarşamba’da yaşayan bazılarına yani okuduğunu anlamayan insanlara bir şeyler anlatmaya uğraşmak çok zor ve yetmiyor.

Dün çok eski yıllardan tanıdığım dostlar ziyaretime geldiler. Hoş gelmişler. Harbiden çok mutlu oldum.

Gelen dostum dedi ki; “Erol kardeşim sizi İstanbul’ dan günü birlik internet sitenizden takip ediyorum. Bazen haksız yere eleştiri ve haksızca saldırılara maruz kalıyorsunuz. Ama Çarşamba’da o kadar enteresan ve zor haberler oluyor ki, bunların içinden başarı ile çıkıp bizleri bilgilendirmen çok sevindiriyor. Tam Çarşambalıların anlayabileceği dilden haberler yapıyorsun. Kimler ne almak istiyorsa, ne alması gerekiyorsa, merak ediyorsalar her şeyi yazıyorsun. Kim ne derse desin yıllardır Çarşambanın en sıkıntılı iş kolunun sıkıntılarını sona erdirdin. Ama işin kötü yanı Çarşamba halkı ve iş adamları, bürokrasisi unutma ki asla kendi iş adamına, kendi insanına yanında iken asla yardım etmiyor. Ne zaman dışarıya çıkarsanız o zaman da değer kazanıyorsunuz. Biz burada belli mevkiiye geldik ama baktı ki Çarşamba’da daha fazla ileriye gidemiyoruz, bizde Çarşamba’ dan ayrıldık. Sana başarılar diliyorum” dedi.

Yani konunun özeti şu oldu:

Çarşambalı Çarşamba’da ki değerlerinin kıymetini yanlarında yani birlikte iken anlamıyor. Burada biraz fazla çalışıp dikkat çekmeye başladığı anda ayağını kaydırmaya uğraşıyorlar. Bizler de bunları yaşadık ve bu ilçeden istemesek de ayrıldık. Şükürler olsun ki gittiğimiz yerde başarılı olduk. Rabbimize şükürler olsun başardık. Yani Haber Expres Gazetesi bu ilçede 7 yıldan bu yana çok büyük başarılara, eksikleri hemen her gün gazete sayfalarına ulaştırıp okuyucularına aktararak eksikleri, hataları, yanlışlıkları halka sundukça bu yanlışlıkları yapmakta olanları rahatsız ediyor.

Ama ne yazık ki, bu yanlış ve hataları yapanların sözü de bu ilçede yıllardır hala geçtiğine göre bizler daha çok sıkıntı çekeceğiz. Ama bu halk, bu memleket bir gün gelecek gerçekleri görecektir. İş işten geçer mi o vakte kadar bilemem ama…  Dostumun dediği gibi ben gitmeyeceğim tam aksine bu işi başarana kadar: BU MEMLEKET İÇİN HER ACIYA DAYANACAĞIM…

NOT: Dün haber için kaymakamlık binasına gittiğimde yeni haline hayran kaldım. İlçe Kaymakamımız Caner Yıldız’ın bu güne kadar dile getirdiği konuları düşünüp, bu yaptığı en basit ama çok değerli hizmeti görünce yapacaklarını hayal bile edemiyorum. Bazıları belki dana altında buzağı arayacaktır ama Yıldız mükemmel bir iş çıkartmış. Bir memleketin yüzü, görüntüsü eski basma kalıp köhneleşmiş yüzü ile değil, bana göre değişen, yenilenen ve halka adeta gülen Hükümet konağı, Adliyesi ve Emniyet ile Jandarma Bölük Komutanlığı ve belediye binası makam odalarının düzeni ile güzel görüntü ve çehresi ile belli olur. Basmakalıp işler değil değişimler oldukça Çarşamba sıçrama kaydedecektir.

Mesela Belediye Başkanlığına giremediğimiz için orasını yazamamıştık. Ama geçtiğimiz günlerde Samsun Barosu ziyareti için habere giden ve Avukatlarımızın sayesinde başkanın makam odasına kadar yıllar sonra girebilen Muhabirimizin çektiği resimleri görünce şaşırdım kaldım. Gerçekten de 2004-2009 yılları arasında makam odasını değiştirmeyen başkan Dündar, sanırım 2009 yılı sonrasında büyük harcama yaparak makam odasını harika bir şekilde dizayn ettirmiş. Makam odasının resimlerini görünce hayran (!) kaldım. Eski makam odasını görüp de yenisini resimlerde görünce neden makama alınmadığıma(!) pişman bile oldum. Belediyeye alınmayınca o muhteşem odayı görmek bize haram oldu. Görenler sanırım çok beğenmiştir. Ne dedim. Değişim şart. 

Başkan makam odasını değiştirmiş, hükümet konağımız değişiyor, Adliye değişti darısı diğerlerine. Bir de kafa yapıları, beyinler ve düşünce tarzları değiştirilebilse. Bu memleket daha çok yaşanır olacaktır.

Ne dersiniz? Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…