Şu cümleden artık bıkkınlık duymaya başladım.

Aslına bakarsanız 2004 yerel seçimlerinin en büyük sloganı olan “Çarşamba büyük bir köy, gelişmemiş, modernleşemeyen, kabuğunu kıramayan köy görünümünde büyük bir ilçe”

Yazıklar olsun hala bu mantaliteyi insanlara aşılamaya çalışanlara.

Çünkü beğenir yada beğenmezsiniz.

Sever yada sevmezsiniz.

Çok güzel hizmetler de yapıldı, eksik bırakılanlarda oldu. Mesela halkın çoğu sırf bir film seyretmek için Samsun’ a akın ediyor.

Yani genç halkımız Belediye Başkanından ne istiyor: BİR ADET SİNEMA…

Sinema ne zaman gelecek sor dediler sordum.

Neyse hizmetler yapılırken; Belki çok devasa paralar harcayarak yapılmadı.

Belki DSİ ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, İmar ve İskan Bakanlığı vs, vs bakanlıklardan alınan paralarla da olsa yapılan hizmetleri hala görmemek imkansız.

Elbette ki bu hizmetleri hiçbir zaman yadsımadım ve göz ardı etmedim.

Ettin diyen varsa yazıklar olsun.

Ama bu hizmetleri yaparken “SEZARIN HAKKINI SEZARA VERMEYENLERE” tepki gösterdim.

Bu İlçede köprüler yapıldı parasının çoğu DSİ, İmar ve İskân Bakanlığı bütçelerinden çıktı.

Belediye olarak çok ahım şahım bütçe çıkmadı hiç. Çünkü Belediyenin geçmişte ki ve bu günkü borçları da malum ve ortadadır. Ahım şahım bütçesi olsaydı, bu gün daha çoook hizmetler yapılırdı. 2009 yılından bu yana sırf belediye bütçesi ile ne yapıldı iyi bakın izleyin. Bunu yazınca birileri kızıyor. İşimiz Karalamak asla değil, gerçekleri göz önüne sermektir.

Eğer belediye yapmış olsa idi o kadar bütçesi olsa idi bu gün önce 126 işçi iş akitleri fesh, akabinde ise 112 kişi diğer devlet dairelerine gönderilmezdi.

Sonra bu kadar bütçesi devasa olsaydı bu gün hala başkan aynı hızla bu çalışmaları sürdürürdü.

Güzel yaptığına şapkamı çıkartıp övdüğüm haberleri mi de hatırlıyorum.

Tam tersine yaptığı ve övdüğüm tüm hizmetleri eleştirdiğim haberleri de biliyorum.

Bu memlekette birilerine eğer el pençe divan dursa idik, inanın hiç kimse bize “GIK” diyemezdi.

Ama bu gün çoğu ya korkusundan, ya da AK Partiye laf ediyor derler diyerek konuşmuyor.

Oysa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bile çalışmayanı anında bakanlar listesinden veya Milletvekili listelerinden dışlamıyor mu?. Dışlamadı mı?

Yani demek ki SEZARIN HAKKI SEZARA VERİLMELİDİR”

Kısacası; bu ilçeye hala büyük bir ilçe görünümünde KÖY diyen zihniyetleri kınıyorum.

Bakın bu memleketin arazileri çok. Yeter ki üzerine güzel ve halka yarayan hizmetler yapılsın.

Yeter ki bu hizmetler yapılırken birileri değil, birilerinin adamı olarak değil, halkın adamı olarak işler yapılsın.

O vakit o hizmetleri yapan, insanlarla gerçekten güler yüzlü, halkın içinde halkla kucaklaşan, halkın derdi, üzüntüsü, sıkıntısı ile ağlayıp, yine halkın sevinci ile sevinen insanlar olalım.

Sonra köşe başlarına geçip ahkâm keserek “KÖY GÖRÜNÜMÜNDE KOCAMAN BİR İLÇE” muhabbetini bırakalım. Bize yakışmıyor.

Son cümle: Bu memlekette arazi çok dedik. Bize halı saha, çim sahadan çok, AVM’lerden çok (onlar da gerekli ama) eğitim yuvaları ve bu eğitim yuvalarına binalar gerekli. Nerelere mi?

Halk Eğitim Merkezine, Ticaret meslek Lisesinin spor tesislerine, konferans salonuna, Çıraklık ve mesleki Eğitim Merkezi binasına,  Ana Okullarına, Özel İlköğretim ve Özel Liselere ihtiyaç var. Bu okullar yani eğitim yuvalarına arsa lazım. Hep hayırsever mi arayacağız. Var olan Okul arazilerini, devletin boş arazilerini halı saha, spor tesisi, bilmem AVM lere kullanacağımıza, Eğitim YUVALARI KURARAK hizmet yapalım. Ne dersiniz?

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…