Nasıl olsa bu Değirmenin suyunu soran yok!..
Bu haber ve bu bilgi notu çok manidar olmalı… Bu vaatleri verenler halkın gözünü ot, çiçek, böceklerle süsleyerek gözlerini boyadıkça boyadı yıllardır. Ve unuttular, unutturuldu. Bunu iktidar partililer olduğu kadar, muhalefet partili belediye meclis üyeleri de yıllardır unutturuyor, şimdi de sanırım unutturuluyor. Hem ne diye, Ağabey, kardeş, eş, dost muhabbeti ile toplantı yapmak varken, Ne diye elin adamlarını toplantıya sokasınız ki!?. Yanlış mıyım?
Hem kim oluyor ki millet:
İSTEYEN BELEDİYE MECLİS TOPLANTILARINA GİRECEKMİŞ!…
Ondan sonra abuk, sabuk sorularla vakit kaybedecekler. Sonra haftanın bir günü zaten hiç olmayan HALK GÜNLERİMİZ VAR DI!. Onlara bile halk gelmiyor ya hani!. Şimdi durup dururken millet,
GÖZÜ KULAĞI BELEDİYE MECLİS TOPLANTISINA MI DİKTİ Kİ!.
Bu adamın işi gücü yok sanki. Bulup buluşturuyor. Yazıyor…
Ama ne yapalım ki bizlere yıllardır dememişler miydi?..
- Halk günlerimiz olacak.
- Belediye Meclis toplantıları halka açık olacak!:
- Beyaz masamız herkese her saat açık olacak!:
- Halkın içinde gülen yüzümüzle birlikte olacağız.
Vs, vs, vs…
Daha ne vaatler. Onlar eskiden de şimdilerde de sözler verildi, ama ne çare ki seçildikleri günün sabahı unutuldu,
Ya da unutulduğumuzu beyinlerimize kazıdılar.
***
Her neyse önce ki gün enteresan bir haber ajansa düştü. “Yengesinin vefatını mecliste öğrendi!.” Bu manşet aslında çok manidar…
Yengesini vefatını “NEREDE ÖĞRENMİŞ” bir daha tekrarlayalım.
“YENGESİNİN VEFATINI MECLİSTE ÖĞRENDİ”
O haber geçen gün eleştiri oklarına hedef olan Başkan Necat Demirtaş’ tan başkası değildi!...
AK Partiden seçilmediği için hemen her siyasi partinin ve oldukça da AK Partili idarecilerin hem maddi hem de idari kıskacında… İş yapsa dert, yapmasa dert…
Bir hatası oldu? O da malum bazı medyaya verdiği plaketler, ödüller. Neyin ödülü hikâyesi ile üstüne gelen gelene…
Bir yönden bu eleştirileri hak etti. O malum medya ne kadar ve ne yardımları destekleri oldu ki Plaket almayı hak etti. Ya medyayı top yekun toplarsın hemen hepsine birer teşekkür plaketi verirsin, Ya da yemekle teşekkür edip yollarsın.
Gerçi o da tehlikeli!. Yemeğin parasını nereden buldu, kimin parası ile yemek verdi derlerdi ya hoş o zaman da. Yani siyasetçi olmak hem çok güzel hem de çok dertli bir iş..
***
Sizlere rahmetli babamın anlattıklarını ileteyim: Rahmetli babam, kimse ile asla şahsi işi olmamıştı, derdi de olmazdı!?. Ama gelin görün ki koyu bir siyasetçi idi. Son demlerine kadar DP li son dönemde de koyu bir AK Partili idi. O eski siyasetçileri anlatırken; Açıklama yapmaya bile açık olmayan, kendinden önce ki başkanların döneminin aksine, halkın karşısına çıktığında sahte gülücüklerle yaklaşan birisi idi yeni seçilen zatı muhteremler.
Seçildiği ilk 5 Yıl sıkıntısız (!?) görev yaptığında, halka ve basına verdiği cevaplarında daima: “Kardeşim harika haberler yakalamışsınız, şimdi satar alırsınız paraları” diyerek aşağılardı yanında ki gazetecileri. Sanki haberler o zaman da bu günde çok para ediyor da.
Bu neyse babalarımızın döneminden bu seneye kadar Türkiye’ de bir haberden milyonlar, milyarlar kazanan bir haberci gösterin. Kazananların ya arka fonda şirketleri vardır, ya da para babaları. Onların paraları ile caka atarlar. Sözde gazetecilik yaparlar.
Haberci asla zengin olmaz.
HABERCİ DAİMA NE ÇOK ZENGİN, NE DE ÇOK FAKİRDİR.
Sadece Ekmeğini bulur ailesini geçindirir o kadar.
Neyse, o eski dönemlerde ki başkanlar hakkında anlatılanlara devam edelim. Zatı muhteremler, yani bizim o dönemin acar, çalışkan, sempatik başkanları sahte gülücüklerine çiçek, böcek bahçeleri, eş, dost muhabbetlerini sağlayacağı yemekhaneler, restaurantlar, köşkler falan yaptı, refah seviyesini yükseltirmiş. Eski makam otosu olan Renault’ unu bir model yükseltmiş. En sonunda Mercedes almış. Şimdi ne aldılar bilmiyorum ama sanırım misal gözde araçlardan, Audi a6, a8 ler falan…
O araçlarda akşamları şoförlere tahsis edilir miş gibi başkanlar evinde ya da başka yerlerde iken kendi kadar cakalı makam şoförleri olmadık yerlerde resmi makam aracı ile fink atıp keyfe keder dolaşırlarmış. Elbette ki Benzin, mazot parası nasıl olsa belediyeden... Ooooh! Yemede yanında yat. Yiyin babam yiyin diyor dostlarına(!). Bir Allahın kulu da “Bu değirmenin suyu nereden” demezlermiş hiç.
Sözüm ona Müfettiş eksik olmuyormuş o zamanlar da belediyeden.? Gelin görün ki ata sözü deyimi ile sanırım ki “Körün Allaha baktığı” gibi denetliyormuş ve HİİİİÇ BİR ŞEY BULAMADAN GİDİYORLARMIŞ” belediyeden. Ama bakım iyiymiş hani. Sanırım bu dönemde değişmiştir. Mesela denetlemecilerin masrafını devlet ödüyor, otel paraları, yol harcırahları, yeme içme falan hani…
Ama sonuçta o zamanda bu günde sanırım ki bir şey bulamıyorlarmış.
Sonra suç ya belediyede eksik bulunan yerde ki memura ya da basına suç, bahane atarmışlar. Bu gün de çoğu yerde olduğu gibi…
Oysa basına verdikleri, eskiden örtülü, kapalı ödenekti. Lakin şimdilerde bunlar kapandı, üzeri örtüldü. Yeni moda sanırım ki; resmi isimleri İmar İşleri oldu sanırım. O derelerden bağla babam değirmenin suyunu birilerine… Olmadı mı? Ver eş, dost müteahhit üzerinden, öde faturaları. ÖZEL KARŞILAMA GİDERİ, FALAN FİLAN vs,vs,vs…
Nasıl olsa o giderleri soran eden yok. Belge yoksa sorunda yok. Faturası, belgesi hiçbir haltı olmayınca da… Olay yok. Ama asla yemin ediyorum kendileri harama el uzatmazmış.. Asla mal varlığı çoğalmazmış.
Ne zaman seçimleri kaybettikten birkaç yıl sonra ortaya çıkarmış mal varlıkları!.
Aklıma bu dönemdekiler geliyordaa…
1980 li 90 lı yıllar ve öncesi ile birlikte 2004 Mart ve 29 Mart 2009 Yerel seçimleri ve daha öncesinde de değişen oldu mu? Eskileri çok iyi bilmem amma… Şimdikilere gelince dediklerini sıralayalım:
- BELEDİYE MECLİSLERİ HALKA AÇIK OLACAK…
- Halk günlerimiz olacak.
- Belediye Meclis toplantıları halka açık olacak!,
- Beyaz masamız herkese her saat açık olacak!,
- Halkın içinde gülen yüzleri ile hala iç içe olacak – tı!?.
Bu güne bakıyorum da.
Gülen yüzü görmek mümkün olmayınca (zaten kimse göremiyor), BELEDİYE MECLİSİ, HALK MECLİSİ, HALK GÜNLERİ falan filan hikâye. Çünkü zaten yok ki görebilelim. Şimdilerde de Birlikler var, İmar İşleri var. Aklıma kötü şeyler getirmek istemiyorum.
Ya siz? Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.